Tarihi Edirne Evleri ve Konakları
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “Ev: Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer; bark, ev bark, hane, mekândır”
Türk Evi
Sedad Hakkı Eldem’in tanımına göre, “Türk Evi, Osmanlı devletinin hükmettiği sınırlar içinde, eski tabirleriyle Rumeli ve Anadolu mıntıkalarında yerleşmiş, gelişmiş ve 500 sene kadar tutunmuş kendi özellikleriyle oluşmuş bir ev tipidir.”
15. ve 16. yüzyıldan itibaren diğer ev tiplerinin yerini almaya başlamış, 17. ve 18. yüzyıllar ise en çok yayılma gösterdiği dönemler olmuştur. Bu dönemde İstanbul ve Edirne evleri, yakın şark ve Doğu Avrupa için her zaman taklit edilen ideal bir tip haline gelmiştir3. Bunun en güzel örneklerini Bulgaristan’ın Filibe/Plovdiv şehrinde bulunan günümüze kadar gelmiş olan Türk Evlerinde görmekteyiz.
Edirne Merkez Asker Hastanesi’ne Radyoloji Uzmanı olarak tayin edilerek 20 Nisan 1904’te Edirne’ye gelen, hekim olduğu kadar fotoğrafçı, ressam, mimar, tarihçi olan Tosyavizade Dr. Rıfat Osman Bey, eski Edirne Evlerini görmüş, resimlerini yapmış, projelerini çizmiş, evlerin özelliklerini yazarak bu eski Edirne Türk Evlerini bize anlatmıştır. 1926 yılında Milli Mecmua’da çıkan yazılarında verdiği bilgilere dayanarak sizlere Eski Edirne Türk Evlerini tanıtmaya çalışacağım4.
Eski Edirne Türk Evlerinin Özellikleri 5
Evler; bahçelerin ortasında olmak üzere, çoğunlukla bodrumsuz ya da bodrum üzerine tek katlı olarak yapılır. Bodrum katı üzerine iki katlı ev yapılması büyüklere özgüdür. Üç katlı evler ise çok az bulunur.
Dıştan bakıldığında, samanlı bir çamurla sıvanmış duvarları ile fakir bir ev görüntüsü verir. Bu sadece Edirne’de değil, Rumeli’nin pek çok köylerinde ve kasabalarında da böyledir.
Bazen de, kerpiçten örülmüş bir duvarla fakirane bir portaya (kapıya) geldiğiniz zaman içeriye girmek şöyle dursun, uzaktan belki bakılmaya lâyık olmayan bir ev bulacağınızı zannettiğiniz veya tahmin etmiş iken, ağır ağır açılan büyük kapı kanadı aralığından girince ağaçlı, çiçekli bahçenin köşesinde sevimli bir evin bulunduğunu hayretle görürsünüz.
Gözünün önüne gelen dış görünüşünü düşünerek “Acaba başka bir eve mi girdim?” dersiniz.
Arsalar
Evlerin arsaları, eğimli bir yerde ise, sedler yapılarak güçlendirilir. Bu durumlarda ya sokak tabanında bulunan birinci sed üzerinde veya bu seddi, bahçe halinde bırakıp evi ikinci seddin üzerine yapmışlardır6.
Bölümler
Edirne evlerinde belirli bir model takip edilmiştir. Kullandıkları her tür eşyayı nakışlarla, yaldızlarla süslemeyi çok seven Türkler, evlerini de süslemeyi ihmal etmemişler. Hiç olmazsa evin bir odasının tavanını süslemişlerdir.
Türk evlerinde önem öncelikle tavana, sonrasında ocak ve yaşmaklarına verilmiştir. Duvarlar en sonda gelmiştir.
Evlerde biri yazlık diğeri kışlık olmak üzere mutlaka iki misafir odası vardır. Bu odalar, evin özenle döşenmiş iki odasıdır. Bundan sonra hem yemek pişirmeye hem de yemek yemeye özgü ocaklı bir oda bulunur ki çeşmeler de çoğu kez oda içindedir8.
Ocak Odası “Mutfak”
Ocakların özellikle de bacaların yapılmasında gösterilen dikkat ve özen nedeniyle “Ocak Odası” denilen bu odalarda en küçük yakıt ya da yemek kokusu olmaz.
Bu odalardaki ocaklar, bir yük genişliğinde olup, fakir evlerde bir perde ile kapanırken, daha özenle yapılmış evlerde ise çifte kapakları bulunmaktadır.
Ocağın her iki tarafında da mutfağa ait her türlü malzeme ve takımların korunmalarına özel geniş raflı dolaplar bulunur. Bunların üzerinde, duvarın genişliği kadar boylu ve bazen düz, bazen zarif parmaklıklı raflar bulunur ki üzerine tepsiler, kâseler, küçük vazolar dizilir. Fakat kapaksız bir kap koymamaya özen gösterilirdi. Çünkü Türk’ün en sevmediği ve hatta en korktuğu şey toz ve böceklerdir9.
Bu ocaklı yemek odalarının bitişiğinde “Kiler” adı verilen odalar bulunur. Kilerin tavana yakın birkaç penceresi olup, bu pencereler ancak içeriyi aydınlatır. Bu odalar, sıcak havalarda serin, kışın ise orta derecede sıcaktır. Ekmek çoğunlukla evlerde yapıldığından hamurlar bu odalarda yoğrulur ve açılır. “Zahire Ambarı” denilen büyük un sandıkları da buradadır.
Mutfak ve kiler odalarının tabanları, çoğunlukla altı veya dört köşeli tuğla döşelidir. Ocak odalarında bu tuğlalar, bir, bir buçuk, iki arşın10 genişliğinde olmak üzere, yalnız ocak tarafında olup, odanın tahta döşeli tabanı bu düzeyden on beş santim kadar yüksektir. Sedirler de buradadır. Tuğla döşeli yerlerde çalışanlar da “tokmak” denilen alçak ve tahtadan yapılmış iskemleciklerde otururlar11.
Örnek:
“Dr.Rıfat Osman Bey’in tavan süslemelerine örnek olarak verdiği, Edirne’de Hicri On İkinci Asırda (M.1688-1785) Yapılmış Bir Türk Evi Projesi 12:
- Kışlık Misafir Odası
- Misafir Odası
- Ocaklı Oda (Mutfak)
- Kiler
- Anbar
- Sayvan
- Yazlık oda
- Çeşme
Bakırcı ustasına ait olan bu evin tavanı, doğu ve rokoko13 süslemeleri ile yapılmış olup, nakışları güzel ve çok zarifti. Kışlık misafir odasının tavanının ortası güzel bir parça olup, dolap kapakları, nakış ve yaldızlarla süslenmiştir.
“Edirne’nin, Yıldırım semtinde Kum Mahallesi’nde olan bu ev 1913’te yıkılmıştır. Pencereler arasındaki çıkıntı, oda içindeki ocağa ait olup, altında görülen daire şeklindeki delikler, hava girmesini sağlayan küçük künklerin başıdır.” — Dr. Rıfat Osman
Kaynaklar
- Tosyavizade Dr.Rıfat Osman; Milli Mecmua, Yıl:3, C:6, No:71,10 Ekim 1926
- Kazancıgil R, Gökçe N, Tosyavizade Dr.Rıfat Osman’ın Kaleminden Edirne, Edirne,2013
- Kazancıgil R,Gökçe N; Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey’den Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’e Edirne Mektupları, C:1,2.Bsk.,Edirne,2016
- Sedad Hakkı Eldem, Tük Evi Plan Tipleri, İstanbul,1954
- Tosyavizade Dr.Rıfat Osman; Milli Mecmua, Yıl:4, C:6, No:71,11 Kasım 1926
Notlar
- Tosyavizade Dr.Rıfat Osman; Milli Mecmua, Yıl:3, C:6, No:71,10 Ekim 1926 s:1147-1149, Kazancıgil R, Gökçe N, “Edirne Abideleri Edirne’de Türk Evleri-I”, Tosyavizade Dr.Rıfat Osman’ın Kaleminden Edirne, Edirne,2013,s:26-29↩
- Kazancıgil R,Gökçe N; Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey’den Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’e Edirne Mektupları, C:1,2.Bsk.,Edirne,2016,s:396↩
- Sedad Hakkı Eldem, Tük Evi Plan Tipleri, İstanbul,1954, s:11↩
- Kazancıgil R,Gökçe N; Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey’den Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’e Edirne Mektupları, C:1,2.Bsk.,Edirne,2016,s:396↩
- Tosyavizade Dr.Rıfat Osman; Milli Mecmua, Yıl:3, C:6, No:71,10 Ekim 1926 s:1147-1149, Kazancıgil R, Gökçe N, “Edirne Abideleri Edirne’de Türk Evleri-I”, Tosyavizade Dr.Rıfat Osman’ın Kaleminden Edirne, Edirne,2013,s:26-29↩
- Tosyavizade Dr.Rıfat Osman; Milli Mecmua, Yıl:3, C:6, No:71,10 Ekim 1926 s:1147-1149, Kazancıgil R, Gökçe N, “Edirne Abideleri Edirne’de Türk Evleri-I”, Tosyavizade Dr.Rıfat Osman’ın Kaleminden Edirne, Edirne,2013,s:26-29↩
- Tosyavizade Dr.Rıfat Osman; Milli Mecmua, Yıl:3, C:6, No:71,10 Ekim 1926 s:1147-1149, Kazancıgil R, Gökçe N, “Edirne Abideleri Edirne’de Türk Evleri-I”, Tosyavizade Dr.Rıfat Osman’ın Kaleminden Edirne, Edirne,2013,s:26-29↩
- Tosyavizade Dr.Rıfat Osman; Milli Mecmua, Yıl:4, C:6, No:71,11 Kasım 1926 s:1178-1180, Kazancıgil R, Gökçe N, “Edirne Abideleri Edirne’de Türk Evleri-II”, Tosyavizade Dr.Rıfat Osman’ın Kaleminden Edirne, Edirne,2013,s:30↩
- Bir arşın, 68 cm.↩
- Tosyavizade Dr.Rıfat Osman; Milli Mecmua, Yıl:4, C:6, No:71,11 Kasım 1926 s:1178-1180, Kazancıgil R, Gökçe N, “Edirne Abideleri Edirne’de Türk Evleri-II”, Tosyavizade Dr. Rıfat Osman’ın Kaleminden Edirne, Edirne,2013,s:30↩
- Kazancıgil R, Gökçe N, “Edirne Abideleri Edirne’de Türk Evleri-I”, Tosyavizade Dr.Rıfat Osman’ın Kaleminden Edirne, Edirne,2013,s:27↩
- Rokoko: Barok stilinden sonra sanat akımlarına verilen addır.↩