Edirne İmaretleri

Edirne
Güncelleme:
Edirne İmaretleri

Özet

Edirne İmaretleri

İmaret sözcüğü; Yoksullara yiyecek dağıtmak üzere kurulmuş hayır evi. Olarak kullanılmakla birlikte asıl anlamı; Cami, medrese, hamam, köprü gibi birden fazla binadan oluşan külliye, çeşme, bedesten, kütüphane gibi tüm bayındırlık eserlerini kapsamaktadır.

Edirne’de aşevli olarak kurulmuş dokuz imaret bulunmaktadır. Bunlardan ilki Yıldırım Bayezid tarafından kurulmuş olan Yıldırım Bayezid İmareti’dir.

Sultan II.Bayezid tarafından 1488 yılında kurulan Sultan II.Bayezid İmareti "Yeni İmaret", Edirne’de kurulmuş olan son imarettir. Bugün aşevi ayakta kalmış nadir imaretlerden birisidir. İmaretin bulunduğu Edirne Sultan II.Bayezid Külliyesi birimleri arasında darüşşifa, tıp medresesi de yer almaktadır. Günümüzde bu binalar Sağlık Müzesi olarak hizmet vermeye devam etmektedirler.

Anahtar Kelime: İmaret, Edirne, Aşevi, Sağlık Müzesi


Summary

The Imarets of Edirne

Imarets are public soup houses serving food to pilgrims. However, these public kitchens were actually a part of a larger complex, which could consist of structures such as mosque, madrasa, Turkish bath, library, and bazaar. There were nine Imarets in Edirne which served as public soup kitchens. Initial one, The Imaret of Bayezid, was founded by Yildirim Bayezid.

The last Imaret founded in Edirne, named New Imaret, was opened for service by Sultan Bayezid II. It is one of the rare Imarets whose kitchen outstands until today. Edirne Yildirim Bayezid Kulliyesi consists of complex of buildings including Imaret, hospital, and medical madrasa. Today, those buildings are serving as a museum of health and medicine.

Keywords: Imaret, Edirne, soup house, museum of health and medicine


GİRİŞ

İmaret Nedir ?

İmaret; sözcüğünün kökeni Arapça’dır. Sözcük anlamı, "Harabın zıddı, mamur" olarak belirtilmektedir. Halk arasında; "Tanrı hoşnutluğunu kazanmak için içerisinde yemek pişirilip, yoksullara ücretsiz olarak dağıtılan mutfaklar, aşevleri" şeklinde anlaşılıp, kullanılmaktadır.

İslam Ansiklopedisi’nde; Osmanlı döneminde fakirlere ve medrese talebesine sıcak yiyecek dağıtmak amacıyla kurulmuş hayır müessesesi olarak tanımlanmaktadır2.

Aslında "İmaret" sözcüğünün anlamı; cami, medrese, hamam, köprü, kervansaray, birden fazla binadan oluşan külliye, çeşme, kale, bedesten, okul, tekke, kütüphane ve daha buna benzer tüm bayındırlık eserlerini kapsamaktadır3.

Bu konuyu ilk def değinen Osman Nuri Ergin, "Türk Şehirlerinde İmaret Sistemi" adlı eserinde imaretin aşevi olmayıp "imar edilmiş" anlamına geldiğini söylemektedir4.

Ne yazık ki, eski deyimle "Galat-ı meşhur" yani "ün kazanmış, kökleşmiş yanlış" olan bu deyimi, konunun üst düzey uzmanlarının bile dillerinden ve kalemlerinden tümüyle söküp, atmak mümkün olamamıştır.

Genel tarih yazarlarımızı bir tarafa bırakırsak başlıca Edirne şehir tarihi yazarlarımızdan Abdurrahman Hibri, Ahmet Badi Efendi, Dr. Rıfat Osman Bey, Osman Nuri Peremeci, Ekrem Hakkı Ayverdi, Tayip Gökbilgin ve daha birçokları değerli eserlerinde imaret sözcüğünü aşevi karşılığında kullanmışlardır.

Ayrıca, aşevleri bulunan cami veya külliyelerin vakfiyelerinde de çoğunlukla aşevleri imaret olarak yazılmış ve bunlara konulan ödenekler aynı ad altında kaydedilmiştir5.

Birçok şehir ve ilçelerde eski imaret, yeni imaret deyimleri kullanıldığı gibi bulundukları yerler de imaret mahallesi olarak kaydedilmişlerdir6.

Örneğin Edirne’de ilk yapılan imarette "Eski İmaret" denildiği gibi Sultan II. Bayezid’in yaptırmış olduğu külliye birimlerinin bulunduğu semte "Yeni İmaret" adı verilmiştir. Günümüzde de (2019) bu isimle anılmaktadır.

Biz bu çalışmada Edirne’de aşevi olan imaretleri tarihlerine göre ve erişebildiğimiz belgelerin ışığında inceleyeceğiz.

Edirne şehir tarihi yazarlarına (Evliya Çelebi,Abdurrahman Hibri Çelebi,Ahmed Badi, Efendi, Tosyavizade Dr.Rıfat Osman,Osman Nuri Peremeci,Tayyip Gökkbilgin,Ekrem Hakkı Ayverdi, Dr.Ratip Kazancıgil’e) göre Edirne’de aşevi bulunan dokuz imaret bulunmaktadır. Bunlar yapılış tarihi sırasına göre:

  1. Yıldırım Bayezid İmareti (Eski İmaret)
  2. Gazi Mihal İmareti (Orta İmaret)
  3. Muradiye (İkinci Murat) İmareti
  4. Mezit Bey İmareti
  5. Balaban Paşa İmareti
  6. İbrahim Paşa İmareti
  7. Evliya Kasım Paşa İmareti
  8. Fazlullah Paşa (Seyitler) İmareti
  9. Sultan II. Bayezid İmareti (Yeni İmaret) 7

YILDIRIM BAYEZİD İMARETİ

"ESKİ İMARET"

Sultan I. Murat’ın büyük oğlu ve Osmanlı padişahlarının dördüncüsü olan Yıldırım Bayezid tarafından H.802/M.1399-1400 yılında Edirne’nin Yıldırım semtinde yaptırılmış olan bu imaret, Edirne’de kurulan ilk imarettir. Edirne’nin fethinden 37–38 sene sonra kurulmuştur. Yanında aynı adı taşıyan bir de cami bulunmaktadır. Etrafında bir mahalle oluşturulmuş. Bugün Edirne’de " Yıldırım Mahallesi" olarak bilinen bu mahalle, H.935 / M. 1529 yılı kayıtlarında " Mahalle - i İmaret-i Yıldırım Han" olarak geçmektedir. Edirne-Kapıkule (E-5) yolunun Tunca Nehri üzerindeki Gazi Mihal Köprüsü’nün Kapıkule yönüne doğru geçince sağ tarafa düşmektedir.

Halk arasında "Eski İmaret"te denilen bu imaret, yukarda da söylemiş olduğumuz H.802/M. 1399 yılında tamamlanmış olan Yıldırım Bâyezid Cami’i avlusunda inşa ettirilmiştir.

Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey, Yıldırım Cami’inde mabet küçük, fakat imaret,hamam, mektep gibi ek kısımların tahsisatının (ödeneğinin) büyük olduğunu yazmaktadır8.

H.1294/M.1877-78 Osmanlı Rus Savaşına kadar hizmet verir durumda bulunan bu imaret, Rusların Edirne’yi işgal etmeleri sırasında yanmıştır9.

H.1309/M.1893-94 tarihli Edirne Vilayet Salnamesinde Yıldırım Bayezid İmareti için " hayli zamandan beri harap ve yıkılmış olup, canlandırılmasın gerek görülmemektedir"denmektedir10.

1930’lu yıllarda Cami avlusunda yıkıntıları görülen11 imaretten günümüze, sadece mutfak bacası kalmıştır.

Yıldırım Bayezid İmareti Mutfak Bacası ve Camii giriş kapısı (A.1987)
Yıldırım Bayezid İmareti Mutfak Bacası ve Camii giriş kapısı (A.1987)

Yıldırım Bayezid İmareti Mutfak Bacasının " 2019" Restorasyon sonrası durumu. (Fotoğraf: Prof.Dr.H.Murat Tuğrul)
Yıldırım Bayezid İmareti Mutfak Bacasının " 2019" Restorasyon sonrası durumu. (Fotoğraf: Prof.Dr.H.Murat Tuğrul)

GAZİ MİHAL İMARETİ

"ORTA İMARET"

Gazi Mihal Bey tarafından kurulmuş olan bu imarete halk arasında "Orta İmaret" adı da verilmektedir.

İmareti kurucusu olan Gazi Mihal Bey, 1326 yılında vefat etmiş olan Gazi Köse Mihal Beyin torunu olup, babası Aziz Paşa’dır 12.

Edirne Kapıkule yolu üzerinde yer alan Gazi Mihal Köprüsü çıkışının sonunda, sol tarafta yer alan Gazi Mihal Camii’nin bahçesinde yaptırılmış olduğu söylenen bu imaretten, günümüze (2019) temellerinden bile iz kalmamıştır.

Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey, Edirne Evkâf ve İslâmiyye Tarihi adlı eserinde, imaretin bulunduğu yerle ilgili olarak, Orta İmaret Mahallesi’nde Tunca Nehrinin iki kolu arasında bir adacık üzerinde ve nehrin sahilindeki Cami’in avlusunda olduğunu yazmaktadır13. Abdurrahman Hibrî bu imaretten söz ederken, sadece "Biri dâhi Mihal Bey İmareti’dir14" demektedir.

Ahmet Bâdi Efendi ise; "Orta İmaret demekle meşhur. Halen mamurdur. Çatısı ahşaptandır. H.825/M.1421-22 tarihinde yapılmıştır 15 diyor.

Bu ifadeye göre, (Ahmet Bâdi Efendi 1903 tarihinde Edirne’de vefat etmiştir) Gazi Mihal İmareti 1900’lü yılların başlarında faal durumdadır. Herhalde o da 1912 Balkan Savaşında diğer benzerleri gibi işgalin acımasız kahrına uğramış olmalıdır. Bu hesaba göre imaret 491 sene süreyle yöresine hizmet vermiş oluyor.

Mihal Bey, imaretin gelir kaynağı olarak Edirne’nin Üsküdar Nahiyesinde Çavaroş Köyünü vakfetmiştir. H.925/M.1519 yılında bunun geliri 4603 akçe imiş. XVI. Yüzyılın ikinci yarısında 7047 akçe olmuş. Ayrıca H.1007/M.1598-99 tarihli bir hükümde Gazi Mihal Beyin Pınarhisar’daki vakıflarından söz edilmektedir. Aslında Mihal oğullarına ait vakfiyeler16 tamamen ele geçmemiş olduğundan imarete ait diğer gelir kaynaklarının da tespiti mümkün değildir.

Bu arada 1468 yılında Abdullah kızı Firuz adında bir hanım, Edirne Naibi Kasım oğlu İskender imzasıyla düzenlediği vakfiyede gelirin :"Mihal Köprüsü üzerinde adı geçen imaretin masrafına kullanılmak üzere" vakfetmiştir17.

Bazı görüşlere göre Mihal oğulları kendi gelir kaynaklarını, kendi arzuları yönünde sarf etmektedir. Bu durumda imaret giderleri de tespit edilememiştir.

Resim 3: Gazi Mihal Bey’in Mezar Taşı.
Resim 3: Gazi Mihal Bey’in Mezar Taşı.

Resim 4: Gazi Mihal İmareti Aşevi Arsası
Resim 4: Gazi Mihal İmareti Aşevi Arsası

MURADİYE İMARETİ

Resim 5: Muradiye Camii ve imareti yeri (1925) "Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey Kolleksiyonundan"
Resim 5: Muradiye Camii ve imareti yeri (1925) "Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey Kolleksiyonundan"

Muradiye İmareti Osmanlı Padişahlarının altıncısı olan Sultan II. Murat tarafından, Edirne’de Muradiye adıyla anılan semtindeki alçak bir tepenin, Saray Ovası’na bakan, bir düzlüğüne kurulmuştur .

Muradiye İmareti (aşevi), cami, mevlevihane, derviş hücreleri, şeyh evi ve mektepten oluşan yapılar topluluğu içinde yer almaktadır. Tüm site çepçevre yüksek bir avlu duvarı ile çevrilmiştir .** Muradiye Cami’i önce Mevlevihane olarak yapılıp, sonradan burada işlenen bir cinayet üzerine minare eklenerek camiye çevrilmiştir 18.

Abdurrahman Hibrî, hayırlar babası Sultan II. Murad’ın Muradiye semtinde yaptırmış olduğu cami’in yanındaki imaret olup, buna Muradiye veya Mevlevihane İmareti de denildiğini, yazmaktadır 19.

Edirne tarihçilerinde Ahmet Bâdi Efendi ; "Muradiye Mahallesinde, Muradiye Camii avlusunda Muradiye İmareti denilmekle meşhur ve mâmurdur. Yapılışı, H.839/M. 1435’dir 20" diyor.

Dr.Rıfat Osman Bey, imaretin camiin doğu tarafında, büyük olduğunu ve fukarasının olduğunu ve yıkıldığını yazmaktadır21.

MURADİYE İMARETİ VAKFI:

Sultan II. Murat, Edirne’ye bağlı Dâye Hatun, Halil Hayat, Bıyıklı 22,Köşen 23, Nasırlı, Çingene, Karbini 24, Üyüklü Tatar, İskender, Çömlekçi köylerini bu imarete vakıflar olarak tahsis ettirmiştir. Bu köylerde oturanların bir kısmı bu vakıf reayasından 25 idiler.

H.890/M.1485-86 yılında vakfın bu köylerden sağladığı gelir toplamı 31821 akçedir. H.893/M.1487-88 yılındaki bir aylık geliri ise, bir önceki yıldan kalanlarla birlikte 285119 akçeyi bulmuştur 26.

İmarette (aşevinde) çalışanlar için ayrılan ödenekler:

Kâtibe 6 Akçe Üç Aşçıya 9 Akçe Kandilciye 3 Akçe
Kayyuma 3,5 Akçe Ekmekçiye 9 Akçe Kapıcıya 3,5 Akçe
Buğday Dövene 12,5 Akçe Ekmek Nakibine 3 Akçe Ferraşa 3 Akçe
Vekilharca 5 Akçe Taam Nakibine 3,5 Akçe Çini Minare Tamircisine 2 Akçe
Ambarcıya 4 Akçe Et Hamalına 2,5 Akçe İmaret Tamircisine 2 Akçe
Kilerciye 4 Akçe Bulaşıkçıya 2,5 Akçe

Bu imarette misafirler, hizmetkârlar yiyip içtikleri gibi evlere de ekmek verirlerdi. Ekmek verilen evlerin hududu da vakfiyede şöyle gösterilmiştir:

" Muradiye Camiinin minaresinin gölgesi hangi eve kadar uzanırsa orada oturanlara her gün fodla, perşembeleri de pilav-zerde dağıtılırdı 27 "

. Şevket Süreyya Aydemir Suyu Arayan Adam adlı eserinin başında, doğduğu ve çocukluğunun geçtiği şehir, Edirne’yi anlatırken Muradiye Camii ve imaretinden bahsetmekte ve " Bu caminin etrafında bizim taş mektepten başka bir imarette vardı. İmaretten fakirlere her sabah çorba, her gün fodla28 , her Perşembe pilâv, zerde dağıtılırdı" demekte, ayrıca, Perşembe günleri okulun erken kapatıldığın ve o gün öğrencilere "imaretten fodla, pilâv, zerde verildiğini" yazmaktadır 29.

Muradiye imareti (aşevi) Edirne’nin dokuz imareti içinde varlığını en uzun sürdürenlerden biridir. 1901 Edirne Vilayet Salnamesinde bu tarihte sağlam olduğu yazılıdır 30. Durumunu Balkan ve Birinci Dünya savaşları sırasında da koruyabilmiştir. Hizmet yönünden zayıflamakla birlikte, fiziki yapı 1935 yılına kadar bağımsız da olsa ayakta kalabilmiştir 31.

Resim 6: Muradiye Camii ve imareti yeri (1925) "Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey Kolleksiyonundan"
Resim 6: Muradiye Camii ve imareti yeri (1925) "Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey Kolleksiyonundan"

MEZİT BEY "YEŞİLCE" İMARETİ

Resim 7: Mezit Bey "Yeşilce " İmareti (1989).
Resim 7: Mezit Bey "Yeşilce " İmareti (1989).

Edirne’nin Ayşekadın semtinde Uzunkaldırım’da, H.845/M.1441 tarihinde Eflak Voyvodası Drakula tarafından şehit edilen Mezit Bey tarafından kurulmuştur 32. Bu imaretin bulunduğu mahalle İmaret-i Mezit Bey Mahallesi 33 olarak adlandırılmıştır 34.

Mezit Beyi, fetret devrinden "Yıldırım Bayezid’in esareti sonucu şehzadeler çekişmesi dönemi" sonra, Osmanlı yöneticileri arasında Mîrahur olarak görmekteyiz.

Sultan II. Murat’ın emri ile Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa tarafından H.830/M.1426-27 yılında fethedilen Alacahisar (Semendire)’nin yine padişahın emri ile başına getirilmiştir.

Mezit Bey,Edirne’nin şehir olarak gelişmesine emeği geçmiş kişilerden biridir. Edirne’nin Ayşekadın semtinde kendi adına kurulmuş "Mahalle-i Mezit Bey" adıyla bir mahalle vardır. Ayrıca, imaret (aşevi), cami, han, hamam gibi sosyal hayır kurumları da bulunmaktadır.

Mezit Bey H:844/M:1440 yılında Ayşekadın semtinde şimdiki nehir seddelerine yakın bir yerde " İmaret-i Mezit Bey" adıyla bilinen bir cami ve aşevi yaptırmıştır. Camie Yeşilce Cami adı da verilmektedir. Aşevinin, camiye bitişik veya onun yakınında olması gerekmektedir. Arsasının bir kısmına Kadri Paşa İlköğretim Okulu yaptırılmıştır 35.

Ahmet Bâdi Efendi, aşevinin "İmaret-i Mezit Bey Sokağında uzun yıllardan beri harap olup, binasından eser kalmamıştır. Bânisi H.845/M1441-42 de Eflâk da şehit olmuştur 36" diye yazmaktadır.

H.1309/M.1893-94 tarihli Edirne Vilayet Salnamesinde de uzun zaman önce yıkılmış olduğu yazılıdır .

Mezit Bey, imaret vakfına Edirne’de Helvacı Köyü ile Burnupamuklu köylerini tahsis etmiştir. H.890/M.1485-86 yılında bu iki köyden 4554 akçe gelir sağlanmıştır.

H.925/M.1519 yılında helvacı Köyünden 2195 ve Burnupamuklu köyünden 3975 akçe, H.980/M.1572-73 yılında Mezit Bey İmareti vakfının Helvacı Fâkih köyündeki vakıf çiftlik ve reayadan 3674 akçe geliri olduğu görülmektedir37.

Resim 8: Mezit Bey Camii Restorasyon sonu (2019)
Resim 8: Mezit Bey Camii Restorasyon sonu (2019)

BALABAN PAŞA İMARETİ

İmaretin kurucusu, Sultan II. Murat döneminin ileri gelenlerinden olup, Menteşe (Muğla) eyaletinin yönetiminde bulunmuş Balaban Paşa’dır.

Balaban Paşa, H.850/M.1446 yılında vefat edip, Edirne’de kendi adını taşıyan Cami’in haziresine defnedilmiştir38.

Balaban Paşa Edirne’de kendi adı ile anılan mahallede, günümüzdeki Karaağaç yolunun şehir stadyumu ile Tunca Köprüsü arasındaki bölümün sol tarafına düşen kısımda, bir cami ve bir de aşevi yaptırmıştır. (Günümüzde bunların sadece yerlerini biliyoruz.)

Ahmet Bâdi Efendi, Balaban Paşa İmareti’nin "Balaban Paşa Mahallesi39’nde Köprü Başı Caddesi’nde otuz üç numaradadır. uzun yıllardan beri harab olup, binasından eser kalmamıştır40" diye yazmaktadır.

Balaban Paşa, İmareti için Edirne’nin Üsküdar Nahiyesine bağlı Akpınar köyünü gelir olarak vakf etmiştir. Bu vakıf; 370 numaralı tapu defterinin 12. sayfasında kayıtlıdır. Asrın ikinci yarısında imaretin geliri; Edirne içindeki, i bazı dükkân ve diğer gelir kaynakları ile birlikte 38735 akçe tutmaktadır41.

İBRAHİM PAŞA İMARETİ

İbrahim Paşa İmareti, Osmanlı döneminde devlete sadrazam yetiştirmiş, Çandarlı soyundan gelmekte olan İbrahim Paşa tarafından Edirne’nin Kıyık semtinde, Cami-i İbrahim Paşa Mahallesi’nde kurulmuştur. Bu İmareti’nden günümüzde hiçbir izi kalmamıştır

Ahmet Bâdi Efendi, bu imaretin Cami-i İbrahim Paşa Mahallesi’nde, Çokalca Camii Sokağında olduğunu ve uzun yıllardır harap olup yapısından iz kalmamıştır demektedir42.

İmaretin kurucusu İbrahim Paşa, H.833/M.1429 yılında, bazı kaynaklara göre de bundan bir yıl sonra, Edirne’de doğmuş, medrese tahsilinden sonra, ilmiye sınıfına ayrılmıştır. H.855/M.1351 yılında Edirne kadısı olmuş. H.873/M.1468’de Kazasker olarak, Amasya Sancak Beyi Şehzade Bayezıd’a lala tayin edilmiştir. H.892/M.1487-88 yılında ikinci vezir olup, Sultan II. Bayezid’in Edirne’de kurduğu vakıflara, mütevelli tayin edilmiştir.

H.904/M.1488 yılında Hersekzade Ahmet Paşa’dan boşalan, sadrazamlık makamına atanan İbrahim Paşa, padişahla (Sultan II. Bayezid) beraber çıktığı İnebahtı seferinde, H.905 Muharrem /M. Ağustos 1499’da 67 veya 68 yaşında vefat etmiş ve İnebahtı’da defnedilmiştir.

İbrahim Paşa, Edirne’de imaretini kurduğu mahallede, medrese, câmi, muallimhane ve zaviye gibi diğer hayır kurumları da yaptırmıştır. Kazaskerliği döneminde kendisine tahsis edilmiş, tımar köylerini ve babası Halil Paşa’dan evlatlık vakfı olarak, geçen mülklerini ve diğer şahsi mal varlığını başta Edirne, İstanbul, Bursa olmak üzere Kastamonu, İznik ve diğer yerlerde yaptırmış olduğu hayır kurumlarına vakfetmiştir.

İbrahim Paşa ilk vakıf kurumlarını, Fatih Sultan Mehmet devrinde "İbrahim çelebi" adını kullanarak Edirne’de tesisi etmiş olduğunu görmekteyiz.

İbrahim Çelebi adına H.890/M.1485-86 yılındaki tımar ve mülk ile İbrahim Paşa İmareti vakfı 20 numaralı tapu kayıt defterinde; İbrahim Paşa İmareti vakfı: Dimetoka Yenice Köyü, 61 Hane, yıllık geliri 4005 olarak gösterilmiştir43.

İbrahim Paşa’nın Edirne’deki tesisleri için kurduğu vakıflar XVI: asır ortasındaki (H.967/M.1560) 1070’nolu tahrir defterinde kayıtlıdır.

İbrahim Paşa’nın vakfiyesinde Edirne’deki tesisleri ile ilgili olarak," İmam, hatip, müezzin, sermahfil, şeyh, nâzır, câbi, kütüphane memuru gibi personele verilecek ücretlerle, mutfak giderleri et, ekmek ve pirinç olarak belirtilmiştir.

Şart olarak da:Gelir gösterilen yerlere sarf olunacak.Eğer gelir fazla olursa yiyecek de artırılacak.Gelir azalırsa yiyecek de azalacak.Vakfın mütevelliliği kendisinden sonra evladına ve soyu tükenirse vakfı en uygun kadın temsilcisine ve onun da soyundan kimse kalmazsa Hazret-i Fatime soyundan en dürüst olana daha sonra günün hakimine verilecek.O tarihte mütevelli evlattan Ali Çelebi’dir. Tarih: H.866/M.146144 "

EVLİYA KASIM PAŞA İMARETİ

Bu imaret, Edirne’nin Kirişhane semtinde, Tunca Nehri kenarında, Sultan II.Murat ve Fatih Sultan Mehmet dönemi vezirlerinden ve Rumeli Beylerbeyi Kasım Paşa, diğer adı ile Evliya Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır 45.

Ahmet Bâdi Efendi, bu imaretin, H.883/M.1478 tarihinde yaptırılmış olduğunu ve H.1265/M.1848 yılından beri harap durumda olduğunu yazdıktan sonra yapısından iz kalmamıştır demektedir 46.

Dr. Rıfat Osman Bey; Evliya Kasım Paşa’nın "Cam’i-i Kasım Paşa Mahallesi’nde ve Tunca Nehri kenarında bir kubbe ve bir minareli olarak H.883/M.1478-79 tarihinde bir câmi ve bir imaret, beş altı yüz metre doğusunda da bir çifte hamam inşa ettirmiş olduğunu 47" yazmaktadır.

Evliya Kasım Paşa İmareti (aşevi) nin 1529 yılında tespit edilen imaretler arasında adı geçmemekle beraber, 1609 yılında mahalle tespitinde " Huddam-ı İmaret-i Kasım Paşa 3 nefer" Yani; "Kasım Paşa İmareti aşevinde çalışan üç kişi" ibaresi bulunmaktadır.

Evliya Kasım Paşa İmareti, 1829 Edirne’nin Ruslar tarafından işgal edilmesine kadarfaaliyet göstermiş,istilada yakılıp yıkılmış olup, günümüzde bu imaretten hiçbir iz kalmamıştır48.

Resim 9:Kasım Paşa’nın kabri olarak kabul edilen yer (1989).
Resim 9:Kasım Paşa’nın kabri olarak kabul edilen yer (1989).

Resim 10: Evliya Kasım Paşa Camii ve Tunca Nehri’ne inen merdivenler "Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey’den"
Resim 10: Evliya Kasım Paşa Camii ve Tunca Nehri’ne inen merdivenler "Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey’den"

FAZLULLAH PAŞA "SEYİTLER" İMARETİ

Resim 11 : Fazlulluah Paşa "Seyitler" İmareti Camii’nin yıkılmadan önce Tosyaviğzade Dr.Rıfat Osman Bey tarafından çekilmiş fotoğrafı..
Resim 11 : Fazlulluah Paşa "Seyitler" İmareti Camii’nin yıkılmadan önce Tosyaviğzade Dr.Rıfat Osman Bey tarafından çekilmiş fotoğrafı..

Bu imaret, tarih sahnesinde önce Gebze Kadısı, sonra da Sultan II. Murat döneminde vezir olarak gördüğümüz Fazlullah Paşa tarafından, Edirne’nin Ayşekadın semtinde yaptırılmıştır. Bu imarette Seyitler İmareti de denmektedir.

Aşık Paşazade, Fazlullah Paşa’nın "Akçakoca soyundan gelme olduğunu "bildirerek fetret devrinde aldığı görevlerinden ve II. Murat dönemindeki faaliyetlerinden söz etmekte ve Edirne’de Seyyidlere mahsus bir dârüssiyâde yaptırdığını yazmaktadır49.

Ahmet Bâdi Efendi, Fazlullah Paşa’nın H.883/M.1478-79 yılında vefat edip, mescidinin mihrabı yönünde defnedildiğini, imarettin H.194/M.1878 Edirne’nin ikinci Rus işgalinden sonra yıkıldığını yazmaktadır50. Fazlullah Paşa’nın Ayşekadın semtinde kendi adı ile anılan bir mahallesi bulunmaktadır. Bu mahallede, bir mescidi, tabhanesi ve aşevinin olduğunu kaynaklardan öğrenmekteyiz.

Abdurrahman Hibri, aşevi için:"Biri dahi dârüssiyade namıyla meşhur olan imarettir. Bu mahallede yeşil minareli, iki kubbeli bir mescidi dahi vardır ki, her iki tarafında birer küçük kubbelerle tabhâneleri 51 dahi vardır" demektedir.

Ahmet Badi Efendi 1900’lü yılların başlarında aşevinin varlığını yazıyor.

Dr. Rıfat Osman Bey, Ayşekadın semtinde Darüssiyade Mahallesi’nde "Fazlullah Paşa’yı atik vakfından câmi-i muhteriktir (yanmıştır). Harap minaresi vardır(14) 52." diyor. Seyitler İmaretine gelir kaynağı olarak, Tatarcık’taki üç köyden 65376 ve Edirne’deki emlâktan 8532 akçe ki toplam 73800 akçelik önemli bir vakıf bağlanmıştır 53.

Resim 12: Fazlullah Paşa "Seyitler " İmareti arsası Sağ köşede yıkık imaret çeşmesi ve kubbeli tavan. Solda İmaret Aşevi üzerine kurulan apartman inşaatı (1989)
Resim 12: Fazlullah Paşa "Seyitler " İmareti arsası Sağ köşede yıkık imaret çeşmesi ve kubbeli tavan. Solda İmaret Aşevi üzerine kurulan apartman inşaatı (1989)

SULTAN II. BAYEZİD İMARETİ "YENİ İMARET"

Sultan II. Bayezid İmareti, Edirne’de kurulan son imaret olmasından dolayı adı Yeni İmaret olarak söylene gelmiştir. Sultan II. Beyazıt tarafından Edirne’de Tunca Nehri kenarında Yeni İmaret adı verilen semtte kurulmuştur.

Sultan II. Bayezid; Fatih Sultan Mehmet’in oğlu olup, Osmanlı padişahlarının sekizincisidir. 1447 yılında Dimetoka’da doğmuştur. Sancak beyi olarak, Amasya’da bulunurken, babasının ölümü üzerine, 21 Mayıs 1481 tarihinde İstanbul’da tahta çıkmıştır.

Padişahlığı zamanında, Kili ve Akkerman kaleleri alınmış, Buğdan, İstirya, Dalmaçya ve Lehistan içlerine akınlar düzenlenmiş, Türk denizcileri, Akdeniz’de güçlerini göstermeye başlamışlardır.

Gençliğinde eğlence hayatına düşkün olan II. Bayezid, son dönemlerde yalnızlık ve ibadet yolunu seçmiştir. Kaynaklar; Bayezid’ın ağır başlı, temkinli, sakin, tedbirli, ilme, edebiyata ve san’ata düşkün, güzel şiir yazan, ata binip ok atan, kan dökmekten hoşlanmayan, bayındırlık işlerine çok meraklı bir kişiliğe sahip olarak yazmaktadır.

II. Bayezid yeniçerilerin baskısı ile 15 Nisan 1512 tarihinde, tahtı oğlu Yavuz Sultan Selim’e bırakmış, kendisi doğum yeri olan Dimetoka’ya giderken yolculuğu sırasında 67 yaşında iken, 26 Mayıs 1512 tarihinde vefat etmiştir. Türbesi İstanbul’daki camiinin haziresindedir54.**

Sultan II. Bayezid’in Edirne’de yaptırmış olduğu külliyenin temelleri 1484 yılında atılmış. Dört yıl gibi kısa bir zamanda bitirilerek 1488 yılında hizmete açılmıştır.

Külliye Birimleri; Cami,Medrese-i Etibba (Tıp Medresesi),Dârüşşifa,Tabhâne, İmaret (Aşevi), Çifte hamam, Değirmen, Köprü,Su dolabı,Sübyan Mektebi’nden oluşmaktadır 55.

Resim 13: 1 Edirne Sultan II.Bayezıd Külliyesi (Dr.Rıfat Osman Bey tarafından çizilimiştir. Resimde Cami, Medrese-i Etibba, Dârüşşifa, Tabhâne, İmaret (Aşevi),Çifte hamam, Değirmen, Köprü, Su dolabı görülmektedir.)
Resim 13: 1 Edirne Sultan II.Bayezıd Külliyesi (Dr.Rıfat Osman Bey tarafından çizilimiştir. Resimde Cami, Medrese-i Etibba, Dârüşşifa, Tabhâne, İmaret (Aşevi),Çifte hamam, Değirmen, Köprü, Su dolabı görülmektedir.)

Sultan II.Bayezid Camii:

Cami, 22 m. çapındaki kubbesi,büyük bir blok şeklinde yükselen dört duvar üzerine oturtulmuştur.Kemersiz ve sütunsuz olup, kare şeklindedir.

Cami’in sağ ve sol beden duvarları bitişiğinde dokuzar kubbeli ve dörder odalı iki tabhanesi vardır.

Cami, iç mekanının sağ ve solundan üçer pencere bu taphanelere açılır. Günümüzde b u pencereler kapanmış, dolap olarak kullanılmaktadır.

Mermer minber işciliği şaheserdir.Giriş kapısı, iç pencere kapakları ağaç işleme sanatının üstün örneklerindendir 56.

Sultan II.Bayezid Darüşşifası:

Dârüşşifanın Külliye alanında ki yeri caminin batısında olup, medrese ile aralarında bir geçit kapısı vardır.

Dârüşşifa ; Birinci Avlu,İkinci Avlu,Ana Blok olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.

Birinci Avlu: Odalar, poliklinik, özel diyet mutfağı ve personel odaları olarak kullanılmaktadır.Avlunun güney kenarından açılan bir geçitle, üstü açık sahanlık diyebileceğimiz bir bölüme geçilir. Burası II. avlunun antresi gibidir.

İkinci Avlu : Avlunun sağ ve solundan, üstleri kubbe ile örtülü ikişerden dört oda bulunmaktadır.Sağlı sollu ilk odaların biri dış bahçeye, öbürü iç avluya açılan birer pencereleri, ikinci odaların ise sadece dış bahçeye açılan birer pencereleri ve odaların hepsinde birer ocak vardır.Bu odalardan iki tanesi ilaç deposu olarak kullanılmaktadır.

Ana Blok : Burası, ortada büyük fenerli bir kubbe ile, bunu çevreleyen 12 küçük kubbenin örttüğü altı köşeli bir bloktur.Bu blok, 6 kışlık ve 4 yazlık yatak odası ile bir musiki sahnesinden oluşmaktadır. Odalar ve sahne büyük ve yüksek bir kubbenin örttüğü şadırvanlı bir salon etrafında çevrelenmiştir. Odaların dış bahçeye ve iç salonu açılan pencereleri vardır.

Ortadaki büyük kubbenin tepesindeki fenerden gelen ışık iç makamı aydınlatır ve kokuları dışarı atar. Bir merkez çevresinde toplanmış olan hasta odaları, az personelle hizmet verilmesini sağlar. Darüşşifanın özelliklerinden bir tanesi de musiki ile hasta tedavi edilmesidir. Hastanenin 10 kişiden oluşan bir musiki topluluğu vardır. Bunlar haftada 3 gün hastalara konser vermektedirler 57.

Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi Tıp Medresesi: Darüşifa’nın doğu uçuna bitişik olarak yapılmıştır. Odalar, dikdörtgen bir iç avlunun yanını çevreler. Cephesindeki giriş kapısının sağ ve solunda, revaklı sahanlık vardır. Dershane, genel giriş kapısının karşı cephesindedir.Medresede 18 öğrenci eğitim görürdü. Bunların her birinin ayrı odaları bulunmakta idi. Öğrencilerin yiyecek ve içecekleri bedava verilir ve ayrıca da günde 2’şer akçe harçlık alırlardı.

Sultan II. Bayezid Külliyesi İmareti ( yani aşevi), mutfak, fodlahane, mumhane, helvahane, yemekhane, kiler, depo ve ahır gibi bölümleri içine almaktadır. Külliye alanındaki yeri camiin doğu yönündedir.

Aşevi binaları iki büyük taş bloktan ibaret olup, aralarında bir iç avlu veya geçit diyebileceğimiz bir boşluk vardır. Bloklar içinde, birbirine geçme geniş salonlar, bölmeler, ocak ve fırınlar bulunmaktadır.

Binalardan birisi (Dördü fenerli olmak üzere) on bir, öbürü ise fenersiz on iki kubbe ile örtülüdür. Aşevi bölümüne, ana yoldan cami dış bahçesine açılan bir kapı ile girilmekte olup, her iki bloğun aynı bahçeye açılan ayrı kapıları da vardır. Aşevinin iki bloğunda verilmesi istenen hizmetlerle, işleri yapacak görevlilerden aranan nitelikler hakkında külliyenin vakfiyesine ayrıntılı hükümler ve şartlar konulmuştur 58.

Bunları özetle sıralayacak olursak.

  • 1 İmaret-i âmire şeyhi:

Güvenilir, dinine bağlı, her şeyi daima görüp, gözetici olacak. Yiyeceklerin iyisini bulduracak. Âlimlere, fakirlere, misafirlere yiyecek hazırlamakla ilgilenecek. Misafirleri ağırlayacak. Bu hizmetlerinin karşılığında günde 15 akçe alacak.

  • 2 Vekilharç (İaşe görevlisi): Güvenilir ve dindar, alıp, satmada tecrübeli olacak. Her şeyin iyisini satın alacak, deftere yazacak ve kilere teslim edecek. Bu hizmetler için ona günde beş akçe verilecek.

  • 1 Ambarcı: Emniyetli ve dürüst olacak, misafirlerin davarlarına "küçükbaş hayvanlarına" ve merkeplerine "eşeklerine" yemlerini gereğince ve hilesiz olarak dağıtacak. Bunlar için günde dört akçe alacak.

  • 1 Aşçıbaşı, 5 Aşçı: Bunlar güvenilir kişiler olacak. Çeşitli yemekleri pişirmede usta olacaklar. Yemekleri nöbetle temiz ve nefis olarak yapacaklar. Aşçıbaşı her gün dört akçe, diğerleri üçer akçe alacaklar.

  • 6 Ekmekçi: Güvenilir, ekmek yapmada ehliyetli olacaklar. Her gün nöbetle çalışacaklar, her biri günde üç akçe alacak.

  • 2 Nakip (Aşevi şeyhi yardımcısı): Öğrencilere, fakirlere ve misafirlere sabah, akşam devamlı yemek dağıtacaklar59.

Misafirlere hizmet edecekler. Üç gün iyi muamele ile onları hoş tutacaklar 60. Bunun karşılığı olarak her biri günde dört akçe alacak.

  • 2 Ferraş (Süpürme, temizleme, yatak döşeme işlerini yapar.) Her biri nöbetle imarette bulunacaklar. Misafirleri saygı ile karşılayıp evlerini süpürecek ve ev 61

içinde yataklarını döşeyecek, misafirlerin geldiğini geciktirmeden şeyhe haber verecek. Şeyhin misafirler için uygun gördüğünü kilerciye emir olarak bildirecek. Misafirler üç gün, ziyaretleri tamam olduktan sonra, onları güler yüz ve tatlı dille uğurlayacaklar. Ferraşların her biri bu hizmetleri karşılığında, günde üç akçe alacaklar.

1 Hammal: Emniyetli olacak. Etin iyisini ve semizini getirecek. Tek kasaba bağlanmayıp, nerede iyisi varsa oradan satın alacak. Bu hizmetler için günde iki akçe alacak.

  • 2 Bulaşıkçı: İmaretin bulaşık kaplarını yıkayacak. Her biri günde iki akçe alacak.
  • 1 Baltacı (Odun kırıcı): Günde iki akçe alacak.
  • 1 Mutfak Ferraşı (Mutfak temizlikçisi) Günde üç akçe alacak.
  • 2 Kapıcı: Yemek hazırlanıp, dağıtılacağı sırada kapı bekleyecekler. Hazır olanlardan herhangisi edepsizlik edip, haddini aşarsa, mani olacaklar. Eğer uslanmazlarsa cezalandırılma için kadıya götürecekler. Bu işlerden dolayı her biri ikişer akçe alacak.
  • 1 Buhurcu: Günde iki akçe alacak.
  • 2 Pirinç ayıklayıcısı ve temizleyicisi: Günde iki akçe alacak.
  • 1 Buğday döven: Vakfiyede bu görevin adı ve görevlilerin yapacağı iş yazıldıktan sonra, "Her biri günde akçe alacaklar" deniliyor. Ama ne kadar olduğu yazılmamış. Belki aslında var olup, yazı hatası olarak baskıya geçirilmemiş.
  • 1 Helâcı: Helâları süpürüp temizler.
  • 1 Ahır bekçisi: Ahırı koruyacak, ahır kapısını yatsıdan sonra kapayıp, gün doğmadan açacak ve misafirlerin hayvanlarını kollayacak, bunun için günde iki akçe alacak.
  • 1 Bağçivan başı: Ziraat ve ağaç dikme işlerinde bilgili olacak. Bunun için günde dört akçe alacak.
  • 2 Bağçivan: Bahçe işlerinde yardım edecekler. Günde üçer akçe alacak.
  • 1 Dülger (Tamirci): Dolapların, değirmen ve mahzenlerin, imam, müezzin ve vakıf hizmetlilerinin iskânları (yerleşip oturmaları)için yapılıp, vakfedilen evleri ve menzilleri (bekleme yerlerini) gereğinde tamir edecek. Bu iş için günde dört akçe alacak.
  • 1 Suyolcu: İşini bilir, mimar olacak. Cami, imaret, medrese ve dârüşşifada olan çeşmelerin havuzların, sebze havuzlarının ve bostanların suyollarını ve ayrıca Şehabettin Paşa Hamamlarının62 suyollarını tamir edecek. Bunun için günde dört akçe alacak.
  • 1 Kurşuncu: Gereken yerlerin kurşunlarını tamir ederek günde iki akçe alacak.
  • 1 Meremmetci (Tamirci) : Şehirde külliyeye vakfedilmiş olan dükkânların tamirini yapacak ve Ergün dört akçe alacak 63.

İmarette her gün sabah ve akşam olmak üzere iki öğün yemek pişirilir. Külliyedeki buradan parasız olarak yer içerler. Dârüşşifa’nın mutfağı ayrıdır. İmaret (aşevi) bölümünün personel sayısı 41 kişidir64.

Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesiİmareti, külliyenin cami dışında kalan bölümleri ile birlikte 14.9.1984 tarihinde Vakıflar genel Müdürlüğü ile Trakya Üniversitesi arasında yapılan protokol gereği üniversiteye devredilmiştir. Adı geçen üniversite, burada restorasyona başlamış. Seramik, cam işleme, restorasyon gibi bazı Meslek Yüksek Okuluna ait bölümleri burada açarak eğitim vermeye başlamıştır. Okulun, yeni yapılan binalarına taşınmasından sonra, külliyenin diğer bölümleri gibi, imaret bölümü de boş kalmıştır.

Dârüşşifanın sağlık müzesine dönüştürülmesinden sonra, İmaret bölümünün canlandırılması gündeme gelmiş. Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından imarettin yeniden restorasyonu yapılmıştır. Günümüzde (2019) burada sergiler açılmaya, bilimsel toplantılar düzenlenmeye başlanmış. Dârüşşifa ve medrese bölümlerinde olduğu gibi burasının da canlandırılması düşünülmektedir.

SONUÇ

Bu dokuz imaret içersinde Muradiye İmareti (aşevi) ile Edirne Sultan II.Bayezid Külliyesi İmareti (aşevi) uzun süre hizmet vermiştir. Muradiye İmareti 1930’lu yıllarda harap duruma gelen binası yıktırılmıştır 65. Edirne Sultan II.Bayezid Külliyesi İmareti (aşevi) günümüze kadar gelmiştir.

Bu dokuz imaret farklı tarihlerde kurulmuş olsalar da ortak noktaları hepsinin şehrin dışında kurulmuş olmalarıdır.O zamanlarda da, yoksul halk, hep kenar mahallelerde yaşıyormuş ki, bu imaretler, şehrin yardıma muhtaç dış mahallelerinde ve camilerin bitişiğinde kurulmuşlardır. Şehir merkezine baktığımızda, burada bulunan Eski Câmi, Üç Şerefeli ve Selimiye Câmi’lerinin yanında böylesi imaretler yani aşevlerinin bulunmadıklarını görürüz.

İmaret sayısının çokluğu ilk bakışta bize, yoksul nüfusun fazlalığını gösterir gibi oluyorsa da, bizce bu durum, yoksulun değil, yardımseverlerin çoğunluğundan ileri gelmiştir.

Zira Edirne Türkler tarafından fethedildikten sonra, şehri imar etmek için başta saray olmak üzere tüm ileri gelenlerin şehrin imar ve refahı için çalıştıklarını görmekteyiz.

Resim 14: Edirne Sultan II.Bayezid Külliyesi İmareti (aşevi)nin restorasyon öncesi durumu.
Resim 14: Edirne Sultan II.Bayezid Külliyesi İmareti (aşevi)nin restorasyon öncesi durumu.

Resim 15: Edirne Sultan II.Bayezid Külliyesi İmareti (aşevi)nin restorasyon sonrasındaki durumu.
Resim 15: Edirne Sultan II.Bayezid Külliyesi İmareti (aşevi)nin restorasyon sonrasındaki durumu.

Resim 16: Edirne Sultan II.Bayezid Külliyesi İmareti (aşevi)nin restorasyon sonrasındaki durumu.
Resim 16: Edirne Sultan II.Bayezid Külliyesi İmareti (aşevi)nin restorasyon sonrasındaki durumu.

Kaynaklar

  1. Kazancıgil R.:Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,1999
  2. Ergin O,N; Türk Şehirlerinde İmaret Sistemi, İstanbul,1939
  3. Abdurrahman Hibrî, EnÎsü’l –Müsâmîrîn, Çev.: Ratip Kazancıgil,1.bs.,Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları,İstanbul,1996,
  4. Ahmet Badi Efendi Riyaz-i Belde-i Edirne, Çev.: Ratip Kazancıgil, C:I, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul, 2000
  5. Tosyavizade Dr.Rıfat Osman ,Edirne Evkâf ve İslâmiyye Tarihi, Sadeleştiren: Ülkü Ayan Özsoy, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları,Ankara,1999
  6. Rıfkı Melul Meriç, "Edirne’nin Tarihi ve Mimari Eserleri Hakkında" Türk Sanat Tarihi Araştırmaları ve İncemeleri ,İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi-I,İstanbul;1963
  7. Edirne Vilayet Salnamesi 1309, Edirne
  8. Edirne Vilayet Salnamesi 1901, Edirne
  9. Peremeci ON, Edirne Tarihi, Resimli Ay Matbaası ,İstanbul,1939
  10. Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar, İstanbul,2007
  11. Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar, İstanbul,Üçler Basımevi, 1952
  12. Ünver AS; Edirne Mevlevihanesi Tarihine Giriş, Anıt Dergisi, Sayı:30’dan ayrı basım,1962
  13. Kazancıgil R, Gökçe N, Dağdevirenzade Mustafa Şevket Bey’in Edirne Tarihi ve Balkan Savaşı Anıları,Edirne,2005
  14. Aydemir Ş.S. Suyu Arayan Adam, İstanbul, 1965
  15. Tosyavizade Dr.Rıfat Osman, Edirne Rehnüması, Edirne,1920
  16. Kazancıgil R., Edirne Mahalleleri Tarihçesi, İstanbul,1992
  17. Kazancıgil R. Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi, T.Ü. Rektörlüğü Yayınları,Edirne, 1997
  18. Şehsuvaroğlu BN; Edirne II. Bayezid Darüşşifası, Edirne’nin 600. Fetih Yıl Dönümü Armağan Kitabı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1965
  19. Kazancıgil R, Gökçe N, Dağdevirenzade Mustafa Şevket Bey’in Edirne Tarihi ve Balkan Savaşı Anıları,Edirne,2005

Sanal Kaynak :

1.İslâm Ansiklopedisi,C: 22,Y:2000,s: 219-220, https://islamansiklopedisi.org.tr/imaret--osmanli (erişim:7.12.20199)

Notlar

  1. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik AD EDİRNE
  2. İslâm Ansiklopedisi,C: 22,Y:2000,s: 219-220, https.//islamansiklopedisi.org.tr/imaret--osmanli](https://islamansiklopedisi.org.tr/imaret--osmanli) (erişim:7.12.2019)
  3. Kazancıgil R.:Edirne İmretleri,Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,1999,s.13
  4. Ergin O,N; Türk Şehirlerinde İmaret Sistemi, İstanbul,1939,s:5
  5. Kazancıgil R.:Edirne İmretleri, Edirne Valiliği Yayınları, İstanbul,1999,s.13
  6. Ergin O,N; Türk Şehirlerinde İmaret Sistemi, İstanbul,1939,s:8
  7. Abdurrahman Hibrî, EnÎsü’l –Müsâmîrîn, Çev.: Ratip Kazancıgil,1.bs., Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları,İstanbul,1996,s:32; Kazancıgil R. Kazancıgil R.:Edirne İmretleri, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,1999,s:17; Ahmet Badi Efendi Riyaz-i Belde-i Edirne, Çev.: Ratip Kazancıgil, C:I, Acar matbaacılık, Edirne Valiliği Yayınları ,İstanbul, 2000, s:124; Edirne Vilayet Salnamesi 1901, Edirne,s:915
  8. Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey,Edirne Evkâf ve İslâmiyye Tarihi, Sadeleştiren: Ülkü Ayan Özsoy, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları,Ankara,1999,s.84
  9. Ahmet Badi Efendi Riyaz-i Belde-i Edirne, Çev.: Ratip Kazancıgil, C:I, Acar matbaacılık, Edirne Valiliği Yayınları ,İstanbul, 2000, s:124; Kazancıgil R. Kazancıgil R.:Edirne İmretleri, Edirne Valiliği Yayınları, İstanbul,1999,s:24, Rıfkı Melul Meriç, "Edirne’nin Tarihi ve Mimari Eserleri Hakkında" Türk Sanat Tarihi Araştırmaları ve İncemeleri ,İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi-I,İstanbul;1963,s:444-536,
  10. Edirne Vilayet Salnames,i 1309, Vilayet Matbaası ,Edirne,s. ; Kazancıgil R, Gökçe N, Dağdevirenzade Mustafa Şevket Bey’in Edirne Tarihi ve Balkan Savaşı Anıları,Edirne,2005,s.42
  11. Peremeci ON, Edirne Tarihi, Resimli Ay Matbaası ,İstnbul,1939,s.108
  12. Kazancıgil R;Edirne İmretleri , Edirne Valiliği Yayınları ,İstanbul-1999, s:27-31
  13. Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey,Edirne Evkâf ve İslâmiyye Tarihi, Sadeleştiren: Ülkü Ayan Özsoy, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları,Ankara,1999,s.140
  14. Abdurrahman Hibrî, EnÎsü’l –Müsâmîrîn, Çev.: Ratip Kazancıgil,1.bs., Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları,İstanbul,1996,s:32
  15. Ahmet Badi Efendi Riyaz-i Belde-i Edirne, Çev.: Ratip Kazancıgil, C:I, Acar matbaacılık, Edirne Valiliği Yayınları ,İstanbul, 2000, s:124
  16. Vakfiye veya Vakıfname : Vakfa ait. Vâkıfın (Vakfı yapan kuran kimse) söyleyip yazdırdığı ve hakimin şahitler huzurunda karşılaştırıp onayladığı hukuki belgedir.
  17. Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar, İstanbul,Üçler Basımevi, 1952,s.244-246,395
  18. Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey,Edirne Evkâf ve İslâmiyye Tarihi, Sadeleştiren: Ülkü Ayan Özsoy, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları,Ankara,1999,s.75-76; Ünver AS; Edirne Mevlevihanesi Tarihine Giriş, Anıt Dergisi, Sayı:30’dan ayrı basım,1962,s:2
  19. Abdurrahman Hibrî, EnÎsü’l –Müsâmîrîn, Çev.: Ratip Kazancıgil,1.bs., Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları,İstanbul,1996,s:32,
  20. Ahmed Badi Efendi; Riyaze-i Belde-i Edirne, Çev.Ratip Kazancıgil, C:I, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,2000,s.124
  21. Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey,Edirne Evkâf ve İslâmiyye Tarihi, Sadeleştiren: Ülkü Ayan Özsoy, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları,Ankara,1999,s.78
  22. Bıyıklı Köyü’nün diğer adı Aksakal’dır.
  23. Günümüzde bu köye Köşen Çiftliği denilmektedir.
  24. Karbini Köyü’nün diğer adı Uyruklu’dur.
  25. Vergiye tâbi Hıristiyan tebaa.
  26. Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar, İstanbul,Üçler Basımevi, 1952, s.223-224; Kazancıgil R., Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları, İstanbul,1999 s:35-42.
  27. Ünver AS; Edirne Mevlevihanesi Tarihine Giriş, Anıt Dergisi, Sayı:30, ayrı basım,1962,s:2
  28. Fodla: İmaretlerde yapılıp, dağıtılan bir tür ekmek.
  29. Aydemir Ş.S. Suyu Arayan Adam, İstanbul, 1965, s: 34,35
  30. Edirne Vilayet Salnamesi 1901, Edirne,s:915
  31. Kazancıgil R., Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,1999 s:35-42.
  32. Tosyavizade Dr.Rıfat Osman ,Edirne Evkâf ve İslâmiyye Tarihi, Sadeleştiren: Ülkü Ayan Özsoy, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları,Ankara,1999,s.136
  33. Günümüzde Edirne’de bu adla anılan bir mahalle bulunmamaktadır. Umur Bey Mahallesi Muhtarlığı içinde Mezit Bey Cami Sokak adında altında varlığını sürdürmektedir.( Kazancıgil R., Edirne Mahalleleri Tarihçesi 1529-1995, İstanbul,1992 s:229-231.)
  34. Tosyavizade Dr.Rıfat Osman, Edirne Rehnüması, Çev. Ratip Kazancıgil,1.bsk,Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,1994,s.39
  35. Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar, İstanbul,Üçler Basımevi, 1952, s.244 ;Kazancıgil R., Edirne İmaretleri, 1991-İstanbul, s:45
  36. Ahmed Badi Efendi; Riyaze-i Belde-i Edirne, Çev.Ratip Kazancıgil, C:I, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,2000,s.124
  37. Kazancıgil R., Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,1999, s:45,47,
  38. Kazancıgil R., Edirne Mahalleleri Tarihçesi, İstanbul,1992 s:37
  39. Günümüzde Edirne’de "Balaban Paşa Mahallesi"adıyla anılan bir mahalle bulunmamaktadır.
  40. Ahmet Badi Efendi Riyaz-i Belde-i Edirne, Çev.: Ratip Kazancıgil, C:I, Edirne Valiliği Yayınları ,İstanbul, 2000, s:124
  41. Kazancıgil R, Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları, İstanbul,1999, s:45; Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar, İstanbul, Üçler Basımevi, 1952, s.223-224
  42. Ahmed Badi Efendi; Riyaze-i Belde-i Edirne, Çev.Ratip Kazancıgil, C:I, Edirne Valiliği Yayınları, İstnbul,2000,s.124
  43. Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar,İstanbul,2007,s:417-426; Kazancıgil R, Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları, İstanbul,1999, s:59-61
  44. Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar, İstanbul,Üçler Basımevi, 1952, s: 417-426
  45. Kazancıgil R, Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul, 1999,s:63
  46. Ahmet Badi Efendi Riyaz-i Belde-i Edirne, Çev.: Ratip Kazancıgil, C:I, Edirne Valiliği Yayınları ,İstanbul, 2000, s.125
  47. Tosyavizade Dr.Rıfat Osman ,Edirne Evkâf ve İslâmiyye Tarihi, Sadeleştiren: Ülkü Ayan Özsoy, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları,Ankara,1999,s.143
  48. Kazancıgil R, Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul, 1999,s:70
  49. Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar, İstanbul,Üçler Basımevi, 1952, s: 228-229 ; Kazancıgil R, Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları ,İstanbul,1999, s:63
  50. Ahmet Badi Efendi Riyaz-i Belde-i Edirne, Çev.: Ratip Kazancıgil, C:I, Edirne Valiliği Yayınları ,İstanbul, 2000, s:124
  51. Tabhâne: Misafirhane
  52. Tosyavizade Dr.Rıfat Osman, Edirne Rehnüması, Edirne,1920,s:22
  53. Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar, İstanbul,Üçler Basımevi, 1952, s: 228-229; Kazancıgil R, Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,1999, s:72-74
  54. Kazancıgil R.; Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları, İstanbul,1999,s:79; Kazancıgil R. Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi,T.Ü. Rektörlüğü Yayınları , Edirne,1997,s: 7,8; Şehsuvaroğlu BN; Edirne II. Bayezid Darüşşifası, Edirne’nin 600. Fetih Yıl Dönümü Armağan Kitabı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1965,s:257-264
  55. Kazancıgil R. Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi,T.Ü. Rektörlüğü Yayınları, Edirne,1997,s:7,8; Şehsuvaroğlu BN; Edirne II. Bayezid Darüşşifası, Edirne’nin 600. Fetih Yıl Dönümü Armağan Kitabı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1965,s:257-264
  56. Kazancıgil R. Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi, T.Ü. Rektörlüğü Yayınları , Edirne,1997,s:44-45; Şehsuvaroğlu BN; Edirne II. Bayezid Darüşşifası, Edirne’nin 600. Fetih Yıl Dönümü Armağan Kitabı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1965,s:257-264
  57. Kazancıgil R.; Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,1999,s:88-92; Kazancıgil R. Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi. Edirne: T.Ü. Rektörlüğü Yayınları , 1997,s: 64-73; Şehsuvaroğlu BN; Edirne II. Bayezid Darüşşifası, Edirne’nin 600. Fetih Yıl Dönümü Armağan Kitabı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1965,s:257-264 ;Tosyavizade Dr.Rıfat Osman, Edirne Rehnüması, Edirne,1920,s:45
  58. Kazancıgil R.; Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları, İstanbul,1999,s:95-92; Kazancıgil R. Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi. Edirne: T.Ü. Rektörlüğü Yayınları, 1997,s: 64-73; Şehsuvaroğlu BN; Edirne II. Bayezid Darüşşifası, Edirne’nin 600. Fetih Yıl Dönümü Armağan Kitabı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1965,s:257-264; Tosyavizade Dr.Rıfat Osman, Edirne Rehnüması, Edirne,1920,s:45
  59. Bu da imarette günde iki öğün yemek çıktığını göstermektedir.
  60. Misafirlik süresi, üç günle sınırlandırılıyor. Bu şart herhalde gelip geçen yolcular için olacak.
  61. Burada evden kasıt, Tabhane’lerdir.
  62. Şehabettin Paşa Hamamı; çifte hamam denilen, erkek ve kadınlar için ayrı birimlerden oluştuğundan çoğul olarak kullanılmıştır. Günümüzde tamamen yıkılmış durumdadır.
  63. Kazancıgil R.; Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,1999,s:95-100; Gökbilgin T; XV. Ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası Vakıflar-Mülkler-Mukataalar (vakfiyeler Bölümü), İstanbul,Üçler Basımevi, 1952, s:357-378
  64. Kazancıgil R. Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi. Edirne: T.Ü. Rektörlüğü Yayınları , 1997,s: 91
  65. Kazancıgil R.; Edirne İmaretleri, Edirne Valiliği Yayınları,İstanbul,1999,s:42,113