Trakya’da Bir Halk Kültürü Hıdırellez-Kakava

Edirne
Güncelleme:

Baharın gelmesiyle birlikte Trakya ve Balkan halkları arasında çok eskilere dayanan ve şenliklerle kutlanan Nevruz ve Hıdırellez aslında bir doğa bayramıdır ve kökeni Orta Asya'ya dayanır 1.


Türk Etnografya Dergisi, Sayı 1, 1956 s.57
Türk Etnografya Dergisi, Sayı 1, 1956 s.57

Nevruz / Mart Dokuzu

21 Mart'ta kutlanan ve kelime anlamı "yeni bir gün" olan Nevruz, baharın başlangıcı ve doğanın kış uykusundan uyanışıdır.

Kırklareli ilinde "Mart Dokuzu" olarak kutlanır. Mart Dokuzu ile birlikte havaların ısınacağına inanılır ve insanlarda da doğa ile birlikte yeni bir hayat, yeni bir canlanma başlar.

Mart Dokuzu günü, evlerde soğan kabuğu ve yumurtalar boyanır, kurabiyeler yapılır ve ikindi ile akşam arası kırlara çıkılarak2 eğlenceler düzenlenir. Özel olarak yapılan uçurtmalar uçurulur, oyunlar oynanır, yumurtalar tokuşturulur ve akşama doğru herkes evlerine döner.

Bu gelenek günümüzde yok olmaya başlasa da, özellikle Kırklareli'nin Asilbeyli köyünde hala devam etmektedir3.

Son yıllarda Bulgaristan'la gelişen ilişkilerimizle birlikte, mart ayı başlangıcında Bulgaristan ve Romanya'da yaygın olan kırmızı beyaz iplerden oluşan marteniçka (matrişka) adı verilen bilekliklerin, ülkemizde de dilek dileyerek bileğe bağlanması yaygınlaşmıştır.

Bileklere bağlanan bu iplerin çıkarılması için ise leyleklerin gelmesi beklenir ve leylek görüldüğünde marteniçka (matrişka) bilekten çıkartılıp, çiçek açan bir ağaca bağlanır.

Hıdırellez Kavramı

Hıdırellez, Hızır ve İlyas'ın buluştuğu tahmin edilen 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece başlayıp, 6 Mayıs'ta da devam eden bahar şenliğidir. Trakya'da halk arasında Hıdrellez, Hederlez, Ederlez, Hiderlez, İderlez, İlkyaz gibi değişik şekillerde söylenmektedir.

Darda kalan ve başı sıkılanlara yardım da bulunan, bolluk bereket ve kısmet bahşeden Hızır ile, denizlerin piri olan İlyas'ın 6 Mayıs'ta buluşacakları inancından doğmuştur. Halk arasında Hızır'ın gezdiği yerlerin yeşillendiği inancı vardır. Kısacası Hızır, yeşilliğin, hayatın dolayısıyla baharın sembolüdür4.

Bugüne Hıdırellez denilmesinin nedeni, Hızır'ın gezdiği yerlerin yeşilleneceği ve her şeyin uğur ve bereket bulacağı inancıdır.

Trakya'da Hıdırellez

Nevruz gibi bir doğa bayramı olan Hıdırellez, Edirne'de Tunca Nehri kenarında, Kırklareli'nde Şeytan Deresi'nde büyük bir coşku ile kutlanır. Hıdırellez/Kakava, kutlamalarının kaynağında Romanlar vardır.

Kutlamaların Yeri

Edirne’de 5-6 Mayıs’ta Sarayiçi’nde yapılan Kakava şenlikleri5 bir ara Acı Çeşme Mezarlığında yapılmış. Edirne Belediyesi tarafından organize edilmesiyle birlikte kutlamalar 1990’lı yıllarda tekrar Sarayiçi’ne alınmıştır.


Resim 1 - Hıdırellez sabahı Sarayiçi - Tunca Nehri/Edirne (6 Mayıs 2018)
Resim 1 - Hıdırellez sabahı Sarayiçi - Tunca Nehri/Edirne (6 Mayıs 2018)

Kırklareli'nde ise, Hıdırellezi takip eden ilk pazar günü yapılan Hıdırellez kutlamaları-Kakava, önceleri Azizbaba Köyü'nün yanında bulunan ve "Hıdırlık" denilen bölgede, daha sonraları Şeytandere ve Asilbeyli Deresi kenarında yapılmıştır. 1990'dan itibaren Kırklareli Belediyesi tarafından "Karagöz Kültür, Sanat ve Kakava Şenlikleri" adı altında Şeytanderesi'nde kutlanmaya başlanmıştır6.

1950'li ve 1960'lı yıllarda Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde Türkgeldi çiftliğinin korusunda7 kutlanan Kakava, aynı yıllarda Babaeski ilçesinde, Şeytanderesi kenarında su değirmeninin bulunduğu ağaçlık alana gidilerek8 kutlanılmaktaydı9.

Hıdırellez kutlamaları, yöreye göre ad ve tarih değişiklikleri de gösterir. Örneğin, Edirne'nin Keşan, Uzunköprü, Meriç ilçelerinde Nasuhbey Köyü'nde "Dallık" adıyla kutlanmaktadır.

Genellikle kutlama alanları su kenarları olarak seçilmişse de, bazı köylerde yatırlara giderek kutlanmaktadır. Örneğin; Edirne'nin Meriç ilçesi Nasuhbey Köyü'nde Karababa'ya, Akıncılar Köyü'nde Pıradan Baba'ya gidilerek kutlanılır10.

Hıdırellez Hazırlıkları

Geçmişe baktığımızda hazırlıkların bir yıl önceden başladığını görürüz. Halk, Mart Dokuzu ve Kakavayı büyük bir heyecanla bekler, günler öncesinden hazırlıklar yapmaya başlardı. Bütün bir yıl kullanılmayan hasırlar, 5 Mayıs gecesi ateş yakmak için ayrılırdı.

Hıdırellez için Sümarbank’tan alınan Nazilli basmalarından elbiseler dikilir. Hıdırelleze hazırlanırdı11.

Hıdırellez İnançları

5 Mayıs günü: Öğleden sonra kırlara çıkılır, 41 çeşit ot toplanır, suya konup, gece dışarıda bırakılır. 6 Mayıs/Hıdırellez sabahı, bu su ile yüzler yıkanır. Doğa ile birlikte cildin yenileneceğine, canlanacağına inanılır.

— Akşamüzeri sokaklarda yakılan ateş üzerinden sağlık dileyerek üç defa atlanır. Ateşin külünden azıcık (parmak ucu ile) alınarak alına sürülürdü12.

Günümüzde, Edirne Sarayiçi’nde Kakava ateşi yakılsa da halk, mahalle aralarında, sokak başlarında kendi ateşini yakıp, atlayarak bu geleneği sürdürmektedir.

— Yine 5 Mayıs günü komşular toplanır, niyet çömleği hazırlarlar. İçine biraz su konur, orada bulunan herkes, kendine ait küçük bir nesneyi (bu bir yüzük, bir iğne, bir taş, bir kalem... olabilir) çömleğin içine atar. Çömleğin üzeri kırmızı bir örtü ile örtülerek, bahçede ağaçların altına bırakılırdı.

Hıdırellez sabahı çömlek açılır, içindekiler tek tek küçük bir çocuğa çektirilir ve mâniler okunur, çıkan eşya kime aitse maniyi ona göre yorumlanırdı.

— Ayrı bir testi veya çömleğin ağzına kırmızı örtü bağlanarak kilit takılır. Hıdırellez sabahı kilit, kısmeti kapalı kızların başında açılırdı.

— Gül’ün altına, kuyu başlarına dilekler yapılır. Ya da bir kâğıda yazılır, ağaçların altına gömülürdü.

— Hıdırellez sabahı, gün doğmadan kalkılır. Edirne’de Tunca Nehri kenarına diğer yerlerde dere kenarlarına gidilir. Nehir’in veya derenin suyunda el, yüz yıkanır. Küçük çakıl taşları dilek dileyerek suya atılır. Yeşilliklerde yuvarlanılır. Söğüt dalları ve ısırgan otu toplanıp, sağlık, bolluk, bereket getirmesi için işyerlerinin, evlerin kapılarına asılırdı. Hıdırellez sabahı, mutlaka süt içilirdi.

Dr. Rıfat Osman Bey, Süheyl Ünver’e yazdığı 6. V.1932 tarihli mektubunda bunları bize çok güzel anlatmaktadır:

Şimdi Sarayiçi cümbüşlü (eğlenceli) günlerinden birini yaşıyor. Bugün “rûz-ı Hızır” Hıdırellez olmakla beraber bugünün bir özelliği vardır. Zira bu, “diyâr-ı Kıptin” çingenelerin rûz-ı Hızır’a (Hıdırelleze) tesadüf olan gün, Kakava denilen özel günleri vardır.

Bugünün sabahı bunlarla beraber diğer ahali de erkenden süt içmek, birbirlerine tebrike gitmek, başlarına çiçekler takmak ve türküler söyleyerek niyetler çekmek adettir. Hatta bunlar bu sabah bizim evde de komşu 10-15 hanımın iştiraki (katılımı) ile yapıldı13” diyerek 30’lu yılların Edirne’sindeki Hıdırellez gelenekleri hakkında da bize bilgilendirmektedir.

Edirne Müzesi eski asistanlarından, emekli sanat tarihi uzmanı Neriman Meriç Köylüoğlu da annesinin Hıdırellez sabahı başına gül ve ceviz yaprağı taktığını söylemektedir. Bu da Rıfat Osman Bey’in yazdıklarını doğrulamaktadır.

Günümüzdeki ulaşım araçlarının olmadığı yıllarda at arabası, öküz arabaları, kamyonlarla gidilirdi. Kakavada salıncaklar kurulur, uçurtmalar uçurulur, davul zurna eşliğinde oyunlar oynayarak eğlenilirdi. Hatta o gün oraya satıcılar gelir, çocuklar için atlıkarıncalar, dönme dolaplar kurulur, salaş çay bahçeleri açılırdı14.

Gelişen teknoloji ile birlikte ulaşımın kolaylaşması, turizmin gelişmesi, eğlence şeklinin değişmesi, Hıdırellez/Kakava kutlamalarını da etkilemiş. Yapılan şenliklerle, festivalle dönüşmüş olan Hıdırellez, bugün UNESCO’nun “Somut Olmayan Kültür Mirası” listesinde yer almaktadır.

Bu yıl (2024), Edirne'deki Hıdırellez kutlamaları yoğun ilgi gördü ve ilk kez üç gün boyunca (4-6 Mayıs 2024) süren şenliklerle kutlandı.

Resim 2 - Edirne Sarayiçi Hıdırellez ateşi (5 Mayıs 2024)
Resim 2 - Edirne Sarayiçi Hıdırellez ateşi (5 Mayıs 2024)

Kaynaklar


  1. Güngör Kemal; Anadoluda Hızır Geleneği ve Hıdırellez Törenlerine Dair Bir İnceleme. Türk Etnografya Dergisi, Sayı 1, 1956, s.57-60-62
  2. Kırklareli, İl merkezinde Çamlık bölgesinde kutlanılır. Babaeski’de ise Çifte Köprüler adıyla bilinen mevkiye gidilirdi. Web Bugün artık buralar yerleşim alanıdır.
  3. Canlı kaynak; Sebihan Akdoğan’la 11 Temmuz 2023’te yapılan görüşme.
  4. Güngör Kemal; Anadoluda Hızır Geleneği ve Hıdırellez Törenlerine Dair Bir İnceleme. Türk Etnografya Dergisi, Sayı 1, 1956, s.57-60
  5. Kazancıgil R. Gökçe N.; Tosyavizâde Dr.Rıfat Osman Bey’den Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’e Edirne Mektupları C:I bsk.2,Edirne,2016,s:213,s:347
  6. Mart Dokuzu (nevruz) Kutlamaları - Kırklareli Envanteri
  7. Canlı Kaynak: Neriman Köylüoğlu, Emekli Sanat Tarihi Uzmanı. Mayıs-2023
  8. Canlı Kaynak: Nilüfer Özatalı Gökçe, Emekli Öğr.Gör.
  9. Burada 1960’lı, 1970’li yıllarda hıdırellez.
  10. Karasu G., “Edirne’de Hıdrellez” Yöre, S:2, Mayıs:2000,s:13
  11. Canlı Kaynak: Neriman Köylüoğlu, Emekli Sanat Tarihi Uzmanı. Mayıs-2023
  12. Canlı Kaynak: Nilüfer Özatalı Gökçe Emekli Öğr.Gör.
  13. Kazancıgil R. Gökçe N.; Tosyavizâde Dr.Rıfat Osman Bey’den Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’e Edirne Mektupları C:I bsk.2,Edirne,2016,s:213,s:347
  14. Canlı Kaynaklar: Nilüfer Özatalı Gökçe Emekli Öğr.Gör, Kevser Limon, Emekli Öğretmen