Hekimbaşı Ahî Çelebi ve Hekim Lâri'nin Edirne'deki eserleri
Özet
HEKİMBAŞI AHÎ ÇELEBİ VE HEKİM LÂRİ'NİN EDİRNE'DEKİ ESERLERİ 1
Hekim Ahî Çelebi, II.Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde hekimbaşılık yapmıştır. Böbrek ve mesane taşları üzerinde yazılmış "Risâle-i Hasâtü'l-Kilye" adlı bir kitabı bulunmaktadır. Edirne 'de bugün sağlık müzesi olarak hizmet veren Sultan II.Bayezid Dârüşşifası'nda başhekimlik de yapmıştır.
Ahî Çelebi'nin Edirne'de hamamı, medresesi ve mektebi bulunmaktadır. Medresesi 1858 yılında ortaokulla dönüştürülmüştür. Halk arasında "Oğlanlı Hamam", "Çubukçular Hamamı" olarak adlandırılan Ahî Çelebi Hamamı ise yıkık olarak 1950'li yıllara kadar gelmiştir. Bugün ne medresesi ne de hamamı ayaktadır. Kendisine arpalık olarak verilmiş olan Ahi Çelebi ilçesi ise, bugün Bulgaristan sınırları içersinde kalmıştır.
Hekim Lâri, Fatih Sultan Mehmet'in yedi ünlü hekiminden biridir. Sultan II. Bayezid'ın da özel hekimliğini yapmıştır. Edirne'de, "Eski İstanbul Caddesi" üzerinde bir cami yaptırmıştır. Cami, halk arasında "Laleli Camii" olarak adlandırılmaktadır. Mezarının da bu caminin avlusunda olduğu söyleniyorsa da, bugün ne yeri ne de mezar taşı vardır. Günümüzde camii ayakta olup, ibadete açıktır.
Anahtar Kelime : Ahi Çelebi, Hekim Lâri, Edirne,Hekimbaşı
Abstract
BOOKS of CHIEF PHYSICIANS AHÎ ÇELEBİ and HEKİM LÂRİ in EDIRNE
PhysicianAhî Çelebi was the chief physician during the ages of Bayezid II, Yavuz Sultan Selim, and Suleiman the Magnificent. He has a book titled "Risâle-i Hasâtü'l-Kilye" on kidney and baldder stones. He also worked as a surgeon general at the Hospital of Bayezid II, which is currently serving as a health museum in Edirne.
Ahî Çelebi had a hammam, madrassa, and a school in Edirne. His madrassa was converted into a middle school in 1858. Hammam of Ahî Çelebi, which is called as "Oğlanlı Hammam" or "Hammam of Çubukçular" among public, was ruinous by the 1950s. Neither madrassa nor the hammam still stands today. The town of Ahî Çelebi, which was given to him as a gift, is within the boundaries of Bulgaria.
Hekim Lari is one of the seven famous physicians of Fatih Sultan Mehmet. He also worked as a private physician of Sultan Bayezid II. He built a mosque by the "Eski Istanbul Street" in Edirne. The mosque is called as "Laleli Mosque" among the public. It is said that his grave is in the courtyard of this mosques, however, neither the place of burial nor the tombstone presents today. The mosque is still standing today and open for worship.
Keywords:: Ahi Çelebi, Hekim Lâri, Edirne,Hekimbaşı
GİRİŞ
Hekim Ahî Çelebi,II.Bayezid, ve Yavuz Sultan Selim dönemlerinde hekimbaşılık yapmıştır. Asıl adı Muhammed İbni Kemal'dir. Otlukbeli savaşında ordu hekimi olarak görev almış. Fatih Dârüşşifası'nda çalışmış. Darüşşifa hekimlerinden Muhiddîn ve Hacı'nın saraya girmeleriyle bu darüşşifanın başhekimi olmuştur (1).
Böbrek ve mesane taşları ve tedavileri üzerinde yazılmış "Risâle-i Hasâtü'l-Kilye" adlı önemli bir kitabı bulunan ve Edirne 'de, bugün sağlık müzesi olarak hizmet veren Sultan II.Bayezid Dârüşşifası'nda başhekim olarak çalışmış bulunan Ahî Çelebi'nin Edirne'de hamamı, medresesi ve mektebi bulunmaktadır.
Edirne Belediyesi'nin karşısında, Sultan Selim Caddesi'nde elli altıncı numarada bulunan Ahi Çelebi Mektebi'nin yapılış tarihi bilinmemektedir.
İstanbul Vakıflar Tahrir Defteri'ndeki kayda göre "Vakf-ı câmi-i merhûm Ahi Çelebi bin Kemal'üt Tabib" diye geçmektedir ve 953/1546'da Ahi Çelebi'nin vakıflarını yazmaktadır. Bunlar, İsanbul'da Yemiş İskelesi'ndeki Camii için yapılan vakıflardır. Ancak masraflar kısmında "El masraf der mahrûse-i Edirne" başlığı altında nâzır (müdür) 2, muallim (öğretmen) 10, sıbyan (çocuk) 5, muallim-i diğer (ikinci öğretmen) 5, halife 2, kayyum 2, câbî 5, saka'ya (sucu) 1 akçe tayin edilmektedir (2).
Bu mektep 1858 yılında ortaokulla dönüştürülmüştür (3).
Halk arasında "Oğlanlı Hamam", "Çubukçular Hamamı" olarak adlandırılan Ahî Çelebi Hamamı ise yıkık olarak 1950'li yıllara kadar gelmiştir. Eski Cami karşısında ve günümüzde Babademirtaş Mahallesi sokakları arasında yer alan Çamaşırcılar Sokağı girişinde tek hamamdır. Soyunma yeri kubbelidir. Tek hamam olduğundan haftada bir gün kadınlara, diğer günler erkeklere açıktır (4). Ahi Çelebi bu hamamın gelirini Edirne'de yaptırmış olduğu okuluna vakfetmiştir (5).
Halk arasında hamama "Oğlanlı Hamam" adı da verilmesinin nedeni, halvet kurnalarından birinin üzerinde yarım kabartma bir gençin başının resmedildiği mermer bir tablonun bulunmasındandır (6).
Evliya Çelebi mermer üzerindeki bu resimle ilgili olarak, "Güya resim değil canlıdır. Herhangi tarafından baksan, güler gibi görünür. Ne sanat! (7)" diyerek hayranlığını belirtir.
Halk arasında çokta meşhur olan Ahi Çelebi Hamamı, Edirne hamamları arasında çok sıcaklığı ile de ünlüdür. Bu nedenle taş köşelerinde Edirne kışının zorluklarını çekmiş Havayi:
"Kitabet etmeden taş sofasında kış günü han'ın
Varıp oğlanlı hamamında natur olmamız yekdür"
Dizesini hamam halvetinin duvarına yazmıştır (6)."
Sünbülzâde Vehbi de gazelinde şöyle demiştir.
Oğlanlıda bir kız gibi dellâke süründüm
Çokdur beli germâbe-i rânâ-yı Edirne" (3)
Keçeçizade İzzet Molla'da Mihnet-i Keşan adlı eserinde, Edirne'yi anlatırken hamamla ilgili olarak sadece "Soyunmuştu Oğlanlı Hamamı'na" demektedir.
H.953/M.1546 tarihli kayıtta, İstanbul Vakıflar Tahrir Defteri'nde bu hamamın yıllık gelirinin 30.000 akçe olduğu görülmektedir (2).
Ahi Çelebi Hamamı, sonunda satılarak mülk olmuş, zamanla elden ele geçerek kapanmıştır (8).
Dr.Ratip Kazancıgil, 1950 yılında Edirne'ye geldiğinde hamamın kalıntılarının bulunduğunu, sonra onu da yıkıp, yerini düzeldiklerini söylemektedir (9).
Ahi Çelebi Medresesi ile ilgili olarak çok fazla bir bilgimiz yoktur. Edirne şehir tarihini ilk yazan Abdurrahman Hibri Çelebi'de bu medreseden söz etmemektedir.
Dr. Cahit Baltacı XV – XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri adlı eserinde Ahi Çelebi Medresesi'ni yirmili medreseler arasında göstermiş ve "medreseden ne Hibri Efendi, ne Evliya Çelebi ve ne de Badi Efendi söz etmektedir. Buna göre, medresenin XVI. yüzyıl içinde yıkılmış olabileceği düşünülebilir.
Diğer taraftan medresenin teşkilat içindeki yerini tespit için de şimdiye kadar herhangi bir bilgiye rastlayamadık. Ancak Mecdî'deki "Muhtasarât okunmak için" kaydından medresenin yapıldığı ilk devirlerde yirmili medrese olduğu anlaşılmaktadır" demektedir (1).
Osmanlı döneminde, Ahi Çelebi'nin adıyla anılan Edirne'ye bağlı Ahi Çelebi Kasabası bulunmaktadır ki, bu kasaba Ahi Çelebiye arpalık olarak verilmiştir.
Ahi Çelebi, bu ilçedeki yirmi üç köyü, Çorlu ilçesinin üç köyünü, Hayrabolu'nun üç köyünü Edirne'deki eserlerine gelir kaynağı olarak vakfetmiştir(14).
Edirne'de eseri bulunan diğer bir hekim ise, Fatih Sultan Mehmet ve Sultan II. Bayezid dönemi hekimlerinden, Lârî-i Acemi Abdülhamid Çelebi'dir. Aslı, Horasanlı olup, İran' da yetişmiş, güçlü bir hekimdir. Fatih Sultan Mehmet'in son anında yanında olduğu ve son günlerinde tedavi eden iki hekimden biri olduğu kabul edilir (10).
Mevlâna Mecdi'nin Hadayık-ül Şekayık adlı eserinde Hekim Lâri'nin mesleğinde uzman olduğunu, ancak Karamanlı Mehmet Paşa'ya uyarak kasten yanlış tedavi ile Fatih Sultan Mehmet'in ölümüne sebebiyet verdiğini yazar (8). Bildiğimiz kadarıyla, bize kadar gelmiş bir kitabı bulunmamaktadır.
Edirne'de de hekimlik yapmış olan Hekim Lârî'nin, Edirne'de Eski İstanbul Caddesi'nin Saraçlar Caddesi'ne bağlandığı yer ile Bat Pazarı adı verilen yer arasında, günümüze kadar gelmiş olan, bir camii bulunmaktadır.
1504 yılında yapılmış olan cami, içten tek kubbeli olup, dıştan üç tarafı on bir kubbe ile çevrilidir. Bir minaresi bulunmaktadır. Halk arasında bu camiye "Lâleli Cami'i" denmektedir.
Bu cami, Edirne'de vezirler ve ileri gelenler tarafından yaptırılan camilerin en büyüğüdür.
1751 depreminde Camiin merkez kubbesi ile dış kubbelerinden altısı yıkılmış. Önceden var olan Camiin haziresi, 1865 yılında, İstanbul yolunun genişletilerek yeniden düzenlenmesi sırasında cami havlusu, güney yönünden istimlâk edildiğinden cami haziresi de yok olmuştur (11).
Ahmed Badi Efendi, Mevlâna Mecdi'nin Hadayık-ül Şekayık'tan alıntı yaparak, Hekim Lâri'nin Edirne'de vefat edip, yaptırdığı camide gömülü olduğunu yazmaktadır (3).
Dr. Rıfat Osman Bey, "İstanbul yolunun genişletilmesi sırasında mezarlığına, önemli surette zarar verilerek caddeye küçük köhne dükkânlar yapılmış, orada gömülü olan Hekim Lârî'nin kabri de ortadan kaldırılmış olduğunu" söyler (12).
Hekim, Lârî-i Acemi Abdülhamid Çelebi'nin mezarı da bu caminin kıblesinde olduğu sonradan kaldırılıp, cami avlusuna konulmuş olduğu söylenilmektedir.Bugün ne yer bellidir, ne de mezartaşı bulunmaktadır (8).
Zamanla harap olan Hekim Lârî Camii, 1983 yılında tamir edilerek yeniden ibadete açılmış. Bu tarihten sonra birkaç defa daha tamir gören camiin tamirler sırasında iç süslemeleri kaybolmuş. Eski iç süslemelerinden hiçbir iz kalmamıştır (13).
SONUÇ OLARAK:
Günümüzde Edirne'de Hekim Ahi Çelebi'nin eserlerinden hiçbir iz kalmamıştır.
Ahi Çelebi Mektebi'nin yerine, Gazi ilkokullu yapılmış ise de daha sonra o da yıkılmıştır.
Kalıntıları, 1950'li yıllara kadar gelen Ahi Çelebi Hamamı, Ekrem Demiray'ın Belediye Başkanlığı döneminde (1930-1935) yıktırılmıştır. Hamamı yıkılmasını bilenler "tarihi bir hamamdı, dinamitle zorla yıktılar" demektedirler.
Ahi Çelebi Hamam'ının yeri ise, önce çocuk parkı, sonra belediye otobüslerinin kalktığı durak olarak kullanılmıştır. Bugün (2014) burada bir kafe (Tunca Kafe) bulunmaktadır. Elimizde hamamla ilgili olarak, sadece kubbesini gösteren birkaç fotoğraf mevcuttur.
1901 yılında Ahi Çelebi Kasabası'nın nüfusu 35597 olup ve yedi nahiye ile kırk bir köyü bulunmaktadır (14). Bu kasabada Osmanlı döneminde, Ahi Çelebi'nin adını taşıyan on yataklı küçük bir "Ahi Çelebi Asker Hastanesi" kurulmuştur. Bugün Ahi Çelebi Kasabası Bulgaristan sınırları içersinde kalmıştır.
Hekim Lârî Camii ise, günümüzde yeniden tamir görmüş ve en son yapılan düzenlemeler ile, Dr.Rıfat Osman Bey'in yazdığı önünde bulunan küçük köhne dükkânlar kaldırılarak camiin önü açılmıştır.
Kaynaklar
- Baltacı C: XV - XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri, İstanbul, İrfan Matbaası, 1976s:72-73
- Yüksel İA ;Osmanlı Mimarisinde II.Bayezid Yavuz Selim Devri V, İstanbul Fethi Cemiyeti Yayınları,83.Kitab, 1.bsk.,İstanbul,1983,s:132 -134
- Ahmet Bâdî, Riyâz-ı Belde-i Edirne C.I, Çev. Ratip Kazancıgil, İstanbul,2000,s:62,127-145
- Abdurrahman Hibrî, Enîsü'l-Müsâmirîn, Çev.Ratip Kazancıgil, Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları No:24,Edirne,1996,s:45
- 1901 Edirne Vilayet Salnamesi, s:933
- Tosyavizâde R.O. Edirne'de 25 yıl, Basılmamış eseri.
- Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Türkçeleştiren, Zuhuri Danişmend, İstanbul,1970,s:17
- Peremeci O N.; Edirne Tarihi, İstanbul, 1939,s:64-97
- Tuğrul HM.,Gökçe N., "Edirne'ye ve Halk Sağlığına Adanmış Bir Ömür" Dr.Ratip Kazancıgil, İstanbul,2010, s:157
- Kâhya E., Erdemir A. (2000) a.g.e., s:132
- Rıfat Osman, Edirne Evkâf-ı İslâmiyye Tarihi ,C:1, Sadeleştiren, Ülkü(Ayan)Özsoy, T.C.Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara,1999,s:134,135
- Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Edirne Rehnüması,Çev. Dr.Ratip Kazancıgil,Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları No:15,Edirne,1994,s:50
- Köylüoğlu N., Edirne'de Hekim Lâri Camii, I.Edirne Tıp Tarihi Günleri Bildirileri, Trakya Üniversitesi yayınları No:42,s:329
- 1901 Edirne Vilayet Salnamesi, s:1065
Notlar
- 10-13 Aralık 2012 tarihinde İstanbul'da yapılmış olan 2.Uluslararası Türk Tıp Tarihi Kongresi'nde sözlü bildiri olarak sunulmuştur.