Edirne Darülfünun Meydanı
Nilüfer GÖKÇE 1
Edirne’nin, Darülfünun öğrencileri ile ilk kez tanışması 1913 yılında olmuştur. İstanbul Darülfünun’u 2 Mekteb-i Mülkiye ve Hukuk Şubesi öğrencileri, 7 Ağustos 1913 tarihinde Edirne’ye gelerek bir miting düzenlemişlerdir.
Darülfünun Hukuk Şubesi öğrencilerinin öncülüğünde yakalara rozet takılarak Edirne muhtacîni (Edirne muhtaçları) için yardım toplanmaya başlanmış. Bu girişime Hukuk Şubesi Hocaları ile Mekteb-i Mülkiye öğrenci ve hocaları da destek vermişlerdir. Toplanan yardımı Edirne’ye götürüp ilgililere vermek için Hukuk Şubesi Müdürü Âdil Beyin başkanlığında bir kurul oluşturulmuş. Bu yolculuk için çok ayrıntılı bir “Edirne seyahati programı” hazırlanmıştır.
Programa göre, Dârülfünun ve Mekteb-i Mülkiye öğrencileri ile bu okuldan mezun olduklarını kanıtlayanlardan oluşan bir ekip, 6 Ağustos 1913 Çarşamba günü, saat 16.00 sularında Dârülfünun Hukuk Şubesinin bulunduğu Zeynep Hanım Konağı’nda toplanarak, Edirne’ye hareket etmişlerdir.
Edirne’ye ulaşan öğrenciler, 7 Ağustos 1913 Perşembe günü saat 14.00’de Edirne Belediyesi tarafından gösterilen alanda bir miting gerçekleştirilmişlerdir. Mızıka tarafından Milli Marş ve Darülfünun Marşı çalındıktan sonra, toplantı Darülfünun adına yapılan bir konuşma ile açılmıştır. Düzenleme kurulu üyelerinden Danyal Behar Efendi’nin Türkçe ve Alber Garun Efendi’nin Fransızca konuşmaların sonunda öğrenciler, Edirne için toplamış oldukları bağışları ilgililere teslim etmişlerdir3. Daha sonra bu alana Edirne’de Dârülfünun Meydanı adı verilmiş, Cumhuriyetin ilânından sonra, buraya Atatürk’ün Heykeli dikilmiştir.
Dr. Rıfat Osman Bey, “Edirne’de 25 Yıl” adlı basılmamış eserinde, Dârülfünun Meydanı ile ilgili olarak ta şunları yazmaktadır:
“Caddenin (günümüzde Tümen Komutanlığı ile Atatürk Anıtının dikili bulunduğu park arasındaki cadde) başında ve sol tarafında 4 etrafı demir sütunlarla tutturulmuş, tel kafeslerle çevrilmiş bir bahçe vardır.
Buradaki dükkânlar 1909-1910 senelerinde yıktırılarak, geniş bir meydan oluşturulmuştur.
Şehrin Bulgarlardan geri alınışında Edirne’yi ziyarete gelen Dârülfünun öğrencilerinden bir gurup, nutuklar söyleyerek gösterilerde bulunduklarından, meydana Dârülfünun Meydanı adı verilmiştir. Yıl 1913
1915 yılında, meydanın bir bölümüne Dârüleytam çarşısı yapılmış. Dörtgen şeklini alan parçada, belediyeye ait çiçek bahçesi haline getirilmiştir.
1929-1930 yılında toplanan İl Genel meclisince Edirne’de Gazi Paşa Hazretleri adına bir anıt dikilmesine karar verildiğinden, bu bahçe içinde anıt yaptırılmıştır 5 .”
1934 yılında yayınlanmış olan Milli gazetede çıkan “Darülfünun Parkı” başlıklı yazıda “şehrin göbeğindeki bu küçük bahçe Gazi heykeli ile süslenmiş, devamlı bilgili bir himmetle,çok hoş latif bir mevki halini almıştır.” demektedir. Rıfat Osman Bey’in de bahsettiği bu bahçe, Gazi heykelinin 27.4.1931 tarihinde açılmasından sonra, uzun bir süre daha, bu adla anılmış. Daha sonra adı, “Gazi Parkı” olarak değiştirilmiştir.
Edirne tarihçilerinden Osman Nuri Peremeci, “Edirne Tarihi” adlı eserinde Gazi Parkı ile ilgili yazısında “Abacılarbaşı’nda eski Unkapanı’nın yerinde yapılan bu bahçenin içine 1930 senesinde Ulu Önderimiz Atatürk’ün Batıya bakan bir heykeli dikilmiş, park, o zamandan beri yaz günleri Edirnelilerin hava alacak en güzel yerlerinden biri olmuştur6” demektedir.
1984-1989 yılları arasında bu park kaldırılarak, alan tören alanı haline getirilmiştir 7 . Bugün de bu meydan bu amaçla kullanılmaktadır.
Referanslar
- T.Ü. Tıp Fak. Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı / EDİRNE-2008↩
- Darülfünun’un günümüzdeki karşılığı “Üniversite"dir. Osmanlı Devleti'nde medrese dışında bir darülfünun açılması fikri, ilk defa Abdülmecîd Han zamanında 1845'de Geçici eğitim meclisi (Meclis-i muvakkat-i maâ-rif) tarafindan tanzim edilen eğitim programında yer almıştır. 23 Temmuz 1846'da Darülfünun kurulması fermanı "laik yüksekokulların başlangıcı" olarak kabul edilmektedir. Ne yazık ki, ilk denemelerden sonuç alınamamıştır. 20 Şubat 1870'de, "Darülfünun-u Osmani" adıyla ikinci kez , 1874 yılında da “Dârülfünûn-i Sultanî” adıyla üçüncü kez, açılmışsa da öğrenime fazla devam etmeyerek kapatılmıştır. II. Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yılında, 1 Eylül 1900 tarihinde IV. Darülfünun, Darülfünun-u Şahane (İmparatorluk Üniversitesi) adıyla açılmıştır. Nihayet, Meşrutiyet'in ilanından sonra hukuk, tıp, fen, edebiyat ve ilahiyat bölümlerinden oluşan İstanbul Darülfünun'u 20 Nisan 1912 tarihli bir kararla kurulmuştur.(https://www.istanbul.edu.tr/tr/content/universitemiz/tarihce Erişim: 21.10.2008)↩
- Dölen E.; “Darülfünun Öğrencilerinin Balkan Savaşı Eylemleri ve Edirne Seyhati”, Osmanlı Bilim Araştırmaları, C:VI, S: 1(2004),s:69,70↩
- Bu yön tarifi, caddenin Eski Câmi önünden, Kapıkule yönüne gidişine göre yapılmıştır.↩
- Kazancıgil R.; “Doktor Rıfat Osman Bey ve Atatürk Anıtı” Yöre, sayı:25-26 Nisan-Mayıs 2002, s:43-46↩
- Peremeci O.N.; Edirne Tarihi, Edirne ve Yöresi, Eski eserleri Sevenler Kurumu yayınlarından Sayı:6,Resimli Ay Matbaası, İstanbul, 1939,s:351↩
- Kazancıgil R.; “Doktor Rıfat Osman Bey ve Atatürk Anıtı” Yöre, sayı:25-26 Nisan-Mayıs 2002, s:46↩