Osmanlı Döneminde Edirne’nin Yöresel Kadın Kıyafetleri - III
Neriman Köylüoğlu1 – Nilüfer Gökçe
Yazmalar
Kadınların başlarına bağladıkları yazma ve yemeniler; Üsküdar, Tokat ve Kastamonu’da yapıldığı gibi Edirne’de de Muradiye semtinde üretilirdi. Yazmalar basıldıktan sonra renkleri sabitlensin diye Tunca Nehri’nde yıkanırdı.
Edirneli kadınlar başlarına, kenarları karanfil, sümbül, küpe çiçeği ve gül motifli oyalarla süslenmiş krepler ve yemeniler bağlarlardı.
Oyalar çoğunlukla iğne oyası olup; firkete, boncuk hatta ipekböceği kozasından kesilerek yapılan çeşitleri de bulunurdu. Edirneli genç kızların baş bağlama şekilleri farklıydı.
Baş bağlama şekilleri
Yemeniler, "salma yemeni" ve "dolama yemeni" olarak iki tarzda bağlanırdı. Salma yemeni tarzında yemeni ucu arkada serbest bırakılır; dolama yemenide ise başın üstünde fiyonk şeklinde toplanırdı. Bu bağlama şekline "incir tarzı" da denirdi. Kıyafete göre fiyonkların ortasına kıymetli taşlardan yapılmış iğneler takılırdı. Ayrıca hotoz da kullanılırdı.
Yağlık
Edirne’de genç kızların giydikleri şalvarın önüne yağlık takmak adettendi. Bu yağlıklarda genellikle çiçek, ağaç ve meyve motifleri yer alırdı. Edirne’de sıkça duyulan bir söz şöyledir: “Allah iyi bir kısmet versin, sim işlemeli yağlık belinden eksik olmasın.”
Takılar
Edirne kadınları için mücevher, kıyafeti tamamlayan vazgeçilmez bir unsurdu. Edirne Sarayı’nda ve konaklarda yaşayan kadınlar; zümrüt, yakut, elmas ve inci gibi değerli taşlarla süslenmiş takılar kullanırlardı.
Köy kadınları ise altın ve gümüşten yapılmış küpe, bilezik, gerdanlık ve yüzük takarlardı. Aynı zamanda nazarlık ve muska gibi süs amaçlı eşyaları da kullanırlardı.
Pabuçlar
Kadınlar yazın pamuklu, kışın ise yün (yapak) çorap giyerlerdi. Köylerde beş şişle örülmüş, çeşitli renkli motiflerle süslenmiş el örmesi çoraplar yaygındı.
Edirne Sarayında ve konaklarda yaşayan varlıklı kadınlar; mercan terlikler, deriden yapılmış kısa ve uzun konçlu çizmeler giyerdi. Halk arasında ise keçe, çizme ve çarık yaygındı.
Yaşlı Kadınların Giyimi
Yaşlı kadınlar, yaşam tarzlarına göre pamuklu, pazen, ipek, kadife ya da atlas kumaştan yapılmış bol etekler üzerine, hafif dik yakalı “yelve” adı verilen bluzlar giyer; başlarına ise kenarları oyalı yazma, yemeni veya tülbent örterlerdi.
Ayrıca, üç kenarı oyalı, öne gelen kısmı işlemeli namaz örtüsü de başa alınırdı. Ayaklarına mevsime göre pamuklu veya yün çorap, üzerine ise mercan terlik giyerlerdi.
Köy Kadınlarının Giyimi
Köy kadınları; ferace, basma veya dokumadan yapılmış don, gömlek, mintan ve uzun entariler giyer, başlarına renkli ve oyalı çember bağlarlardı.2
Bazı göçmen kadınlar ve halkın bir kısmı ise kendi diktikleri yün giysiler giyerdi. Siyah ve sarı renkli, her tarafı örten burgu3, uzun don ve gömlek giyer; başlarına çember sarar, ayaklarına ise sade kundura giyerlerdi.
Kaynaklar
- Köylüoğlu, N., “Osmanlı Döneminde Edirne Yerel Kıyafetleri”, Osmanlı Sağlık Gelenekleri Toplantısı, 7–8 Eylül 2018, Bildiri Metinleri Kitabı, Editör: Ahmet Muzaffer Demir, Nilüfer Gökçe, 2020, s.103–119
- Gökçe, N., Karaduman, A., “Edirne’de Giyim Kuşam”, İş Bankası Kültür ve Sanat Dergisi, Yıl:1998, Sayı:39
- Kafadar, C., Çağman, F., “Selçuklu Osmanlı Toplumunda Kadın”, Çağlar Boyu Anadolu’da Kadın, Kültür Bakanlığı Yayını, İstanbul, 1993, s.256
- Kırtuç, E., “Cepken Dediklerimiz”, Kültür ve Sanat Dergisi, Yıl:1, Sayı:2, 2 Nisan 1989, s.83
- Köylüoğlu, N., “Edirne Kıyafetleri”, Yöre Kültür Dergisi, 2015, Yıl:16, Sayı:164, s.3–38
- Dr. Ahmet Hamdi, Türkiye’nin Sıhhi ve İçtimai Coğrafyası: Kırklareli Vilayeti, İstanbul, 1341, s.21