Edirne’nin Dolaplı Bahçeleri
Edirne’nin dolaplı bahçeleri, İstanbul’un bostanlarına (sebze bahçelerine) benzer ise de, Edirne’nin dolaplı bahçelerindeki düzenin İstanbul bostanlarında olup, olmadığını bilmiyoruz.
İstanbul’da yaz mevsiminde yazlıklara, yalılara gitmek adet olduğu gibi, Edirne’de de sahil evlerine, dolaplı bahçelere gitmek adet idi.
Bu bahçelerin çoğu, şehir dışında, nehir kenarlarında veya az çok yakın yerlerde olup, yaz hayatı “hem ziyaret hem ticaret” ile geçerek, ipek kozası tutulur, meyve kurutulur, murabbalar1,reçeller, şuruplar özel tavalarda kaynatılırdı.
Dr.Rıfat Osman Bey, Milli Mecmua’da yayınlanan “Tarihte ve Zamanımızda Edirne Nehirleri ve Dolaplı Bahçeler” başlıklı yazısında: “Edirne’ye, memuriyet görevi ile ilk geldiğim sırada (yıl:1904), bu bahçelerden Ada içi, Bosna Köyü Caddesi üzerinden geçtiğimiz zaman, yüzyıllardan kalmış birkaç bahçe vardı ki, bütün donanımı ile tarif etmek istediğimiz Dolaplı Bahçelerin ilk örnekleri idi” dedikten sonra şöyle devam eder..
Bu bahçelerin büyük girişleri caddeye açılıp, buradan geniş bir meydanlığa girilmektedir. Bahçeye ait bütün binalar, bu meydanın etrafında sıralanmış idiler.
Bahçenin ilk kurucusu, Budin Valisi Uzun İbrahim Paşa’nın Kethüdası (vekili) Osman Efendi olup, ismiyle Köşkün yapılış tarihi olan H.22 Rebiülevvel 1072/M.15 Kasım 1661 tarihini, havuz aksamının bir parçası olan mermer üzerine yazılmış idi.
Dolaplı Bahçe Köşkü:
Bu bahçenin büyük kapısından girilince, birkaç asırlık karaağaçlarla çevrilmiş daire şeklinde bir meydana girilir ki, çapı kırk adımdır.
Bu daire çevresinde ve kapının karşısında büyük pencereler ile çevrilmiş çok değerli bir kasır (köşk) vardır. (15 x 10) metre kare bu bina iki kısım olup, bir kısmı iki oda ve bir abdeshaneden, ikinci kısmı da zemini mermer döşeli büyük bir odadan oluşur.
Bu odanın üç tarafında sedirler, ortasında doğu tarzından uzaklaşan bir havuz vardır. Odalardan biri ocaklı ve dolapları çifte kanatlı olup, oda tarafından konulan yemek ve saire, havuzlu divanhane tarafındaki kanat açılarak alınmaya mahsustur ki, eski konaklarımızdaki dönme dolap düzenine benzer.
Aynı düzen, ocaklı odanın karşısında çok zarif bir mermer çeşmesi bulunan odada da vardır.
Havuzlu divanhanenin sekiz büyük, dört küçük penceresi olup, tavanı çok güzel nakışlarla süslüdür. Pencerelerin üst kemerleriyle tavan baskısı arasındaki bir buçuk metrelik yere, yağlı boya levhaları gibi, ahşap çerçevelere gerili, ince derilere yapılmış, Edirne şehir manzaraları, saray ve kasır resimleri değerli belgelerden idiler.
Üzülerek görülür ki, Bulgar istilasında, Bulgar subayı bunları söktürerek götürmüştür.
Dolaplı Bahçelerin bu kasırlarına komşu, iki katlı yüksek binaların üst katlarını, böceklik yani ipek kozası yetiştirmeye mahsus büyük divanlar ve alt katlarını da malikâne sahibinin ve kısmen hizmetçilerinin oturmalarına mahsus odalar oluşturur.
Ahırlar, ambarlar karşı tarafta ve biraz uzaktadır. Bahçeyi sulamak için büyük kuyular (dolaplı bostan kuyuları) ise, daima kasırların yakınlarında olup, dolaplar döndükçe “buz gibi” sözüne yakışır soğuk su, özel kanallar ile kasrın havuzuna gelir. Havuzların fıskiyelerinin sularına özgü kanallar başkadır. Sular akarken, kuşların seslerini taklit eder gibi ahenkli sesler çıkarırlar.
Üzüm mahsulünün alınmasına kadar, Kazanova, Kırkkavak, Demirtaş, Hadımağa, Eski Maraş (Karaağaç) bahçelerine giden halk, mehtaplı gecelerde akşam yemeklerini de bahçelerde yerler ve gece yarıları dönerlerdi[2].
- Ocaklı Oda
- Çeşmeli Oda
- Havuzlu divanhane
- Havuz
- Havuz’un kenarında, meyveleri soğutmaya ve yıkamaya özel kenarları kafesli mermer tekneler.
- Havuzun etrafında, divanhanenin mermer zeminine oyulmuş su yolları. Bunlara dere derler imiş.
- Havuzun taşmaması ve fazla sularının derelere akması için yollar,
- Havuzun kenarında dört mermer kürsüye oturtulmuş vaziyette konulmuş mermerden aslanlar (şekilleri çok ilkel olup, ağızlarından su akmaktadır. Bu su, bostan dolabından gelmektedir.)
- “Odalardan yiyecek ve içecek vermek için ikiyüzlü dolaplar”, abdeshane.
Kaynaklar
- Kazancıgil R, Gökçe N; Tosyavizade Dr.Rıfat Osman Bey’in Kaleminden Edirne, 1.bsk,Edirne,2013,s:78,79,82,83
- Tosyavizade Rıfat Osman; “Tarihte ve Zamanımızda Edirne Nehirleri ve Dolaplı Bahçeler” Milli Mecmua,Yıl:4,No:89,Cilt:8,1927,s:1434-1436.
Notlar
- Murabba: Kaynatılıp kıvama geldikten sonra dondurulan meyve suyu tatlısı.↩