1936 Yılında Kızılay’ın Trakya’da Açtığı Göçmen Hastaneleri

Edirne
Güncelleme:

Nilüfer Gökçe1

Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesi (nüfus değişimi), 1923’ te Lozan antlaşması ile yürürlüğe girmesiyle birlikte nüfus değişimi ve iskanla ilgili işlerini yürütmek üzere 13 Ekim 1923’ te Mübadele İmar ve İskân Vekâleti kuruldu. Mübadelenin tamamlanması üzerine bu Vekalet (Bakanlık), 11 Aralık 1924’te Müdüriyet-i Umumiye’ye dönüştürülüp, Dahiliye Vekaleti’ne (İçişleri Bakanlığı’na) bağlandı. 1929’da bu müdürlükte kaldırıldı.

Mübadele ve Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay Derneği)

Mübadele Vekaleti ile Hilal-i Ahmer Cemiyeti2 arasında yapılan antlaşma gereğince, harap olan evlerin onarılması, mübadiller için misafirhaneler hazırlanması, çeşitli ön hazırlıkların yapılması işlerini Hilal-i Ahmer Cemiyeti üstlenmiş. Cemiyet, bu amaçla, poliklinik, hastane, aşevleri açmış, nakil vasıtaları ve çeşitli ihtiyaç maddelerini temin etmiştir.

Bakanlık, ellerinde bulunan gıda maddelerini de Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne vererek, yemeklerin cemiyet eliyle aşevlerinde göçmenlere dağıtılması kararını vermiştir.

Cemiyet, mübadillerin Türkiye’den gelecek gemileri, bekledikleri limanlarda, rahatça bekleyebilmeleri için çadır kampları oluşturmuş, gemilere alınmadan önce Hilal-i Ahmer Cemiyetince sağlık kontrolünden geçirilip, bulaşıcı hastalıklara karşı aşıları yapılmıştır (1-3).

Mübadele Sonrası “Muhacirlar3

1924’te Yunanistan’la yapılan büyük mübadelenin sona ermesinden sonra, Türkiye Cumhuriyeti yurt dışından göç almaya devam etmiş. Romanya ve Bulgaristan ile yapılan ikili anlaşmalar sayesinde göç işleri bir düzene sokularak, çok sayıda insan kara ve deniz yoluyla bu ülkelerden Türkiye’ye gelmişlerdir (2).

Göçmen İşleri

21 Haziran 1934’te iskân yasası çıkartılarak, gelen muhacirların (göçmenlerin) işleri ile ilk olarak Nüfus ve İskân İşleri Umum Müdürlüğü ilgilemiş. Daha sonra bu görev Sıhhat ve Muavenet-i İçtimaiye Vekaleti’ne (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na) geçmiştir (1,2).

Gelen göçmenlerin ilk önce Trakya Bölgesi’ne yerleştirilmesi düşünülmüş. Böylece savaşlar, yıkımlar dolayısıyla nüfusu çok azalmış olan Trakya’nın nüfusu artacağı gibi, aynı zamanda kalkınması da sağlanmış olacaktı (3).

1934’te Trakya Umum Müfettişi Dr. İbrahim Tali (Öngören) Bey, bütün Trakya bölgesini kapsayan bir inceleme-denetleme gezisine çıkmış, gezinin sonunda göçmenlerin güvenlik, sağlık ve geçim açısından Trakya’da en uygun yerlere yerleştirilmesini sağlayacak bir iskân planı hazırlamıştır (2,4).

Restore

Resim 1: Dr.İbrahim Tali Öngören
Resim 1: Dr.İbrahim Tali Öngören

Kara Yolu ile Gelenler

Türkiye’ye Kapıkule üzerinden kara yolu ile gelenler Edirne’de, Osmanlılar döneminde Karaağaç/Demirtaş Asker Hastanesi olarak yapılmış olup, misafirhaneye dönüştürülen, hamamı, beş yataklı doğumevi, erkek ve kadınlara ait revirleri bulunan Karaağaç Misafirhanesi’nde konuk edilmişlerdir (3).

Resim 2: Edirne Karaağaç Misafirhanesi
Resim 2: Edirne Karaağaç Misafirhanesi

Kaynak 4

Deniz Yolu ile Gelenler

Deniz yolu ile Romanya’nın Köstence, Bulgaristan’ın Varna ve Burgaz limanından gelen göçmenler, Tekirdağ’ın Marmara Ereğli’sine ve İstanbul’da Kavaklar’a çıkartılmışlardır.

Kızılay, buralarda göçmenlerin barınması için yerler hazırlayarak, aşevleri açmış, sağlık teşkilatı oluşturmuş. Salgın hastalıklara karşı da bir doktor ve dört sağlık görevlisinden oluşan seyyar bir ekip görevlendirilmiştir. Trakya bölgesinde sıtma çok yaygındır.

Göçmen Hastaneleri

Dr. Refik Saydam’ın Kızılay Başkanlığı döneminde, göçmen nüfusun yoğun olduğu Trakya Bölgesinde Gelibolu, Çorlu ve Keşan’da göçmen hastaneleri açılmıştır.

Restore

Resim 3: Dr.Refik Saydam 1881-1942
Resim 3: Dr.Refik Saydam 1881-1942

Keşan Kızılay Göçmen Hastanesi

Hastane, 1914 yılında inşa edilmiş, Çanakkale Savaşı’nda Menzil Hastanesi olarak kullanılmış, daha sonra Keşan Hastanesi olan binada 30 yataklı olarak, 1 Şubat 1936 açılmıştır (3,5).

Karşılaştır

Resim 4 : Keşan Kızılay Göçmen Hastanesi
Resim 4 : Keşan Kızılay Göçmen Hastanesi

Kadrosu, doktor, cerrah, hemşire idare memuru, hastabakıcı, hizmetli, aşçı ve çamaşırcıdan oluşan Keşan Hastanesi, Kızılay’a devredildikten sonra, yeni kadrosu oluşturulmuş. Yeni kadroya bir etüv memuru bir de şoför ilave edilmiş, hastabakıcı sayısı da artırılmıştır. Hastaneye ambulans ile hastanenin elektrikle aydınlanması içinde bir motor ve buna ait malzemeler alınmıştır (6). Dr. Cemil Bey’in çalışmaları ile hastane ilçenin ve yakın çevresinin ihtiyacını karşılar duruma gelmiştir (6,7)

1939’da hastanenin kapatılması gündeme gelmiş. Yapılan itirazlar sonucu hastane İl Özel İdaresi’ne devredilerek, Keşan Memleket Hastanesi adını almıştır(9).

Çorlu Kızılay Göçmen Hastanesi

1 Mayıs 1936 ‘da 30 yataklı olarak açılmış olan hastaneden, civardaki bütün göçmenler yararlandığı gibi, köylerdeki fakir hastalar da tedavi edilmişlerdir.

Hastanenin başhekimi Dr. Halil Osman Bey’dir.

1 Mayıs1936’dan Ocak-1937’ye kadar, hastanede;

  • Dahili hastalıklardan (İç Hastalıkları) 589 kadın,949 erkek
  • Harici hastalıklardan (Cerrahi) 70 kadın 148 erkek,
  • Göz hastalıklarından 18 kadın 31 erkek
  • Çocuk hastalıklarından 68 kız, 114 erkek,
  • Frengi ve cilt hastalıklarından 65 kadın 123 erkek hasta muayene edilmiştir.

Resim 5: Son Posta gazetesinde Çorlu Kızılay Hastanesi ile ilgili çıkan haber
Resim 5: Son Posta gazetesinde Çorlu Kızılay Hastanesi ile ilgili çıkan haber

Gelibolu Kızılay Göçmen Hastanesi

21 Mart 1936’da on beş yataklı hastane olarak açılmıştır. 1 Haziran 1937’de hastanenin faaliyeti sona ermiş. 1936 yılında hastanede,262 hasta yatarak,1351 hasta ayakta tedavi görmüş. Hastaneden Gelibolu halkı da yararlanmıştır (2,6)

Sonuç:

Kızılay Göçmen Hastaneleri sadece göçmenlere değil, yöre halkına da hizmet vermişlerdir. Fakat hizmet süreleri uzun süreli olmamıştır. Hizmet süresi en kısa olan Gelibolu Kızılay Göçmen Hastanesi’dir.

Çorlu Kızılay Göçmen Hastanesi’nin kapanış tarihi belli değildir. Kızılay, 1946’ da gelen göçmenler için Çorlu Askeri Hastanesi’nin bir bölümünde 50 yataklı yeni bir hastane oluşturmuş. Bu hastane de 1951 yılında Edirne’ye Karaağaç Göçmen Misafirhanesine taşınmıştır

Keşan Kızılay Göçmen Hastanesi, önce Keşan Memleket Hastanesi, daha sonra Keşan Devlet Hastanesi olarak 1984’e kadar aynı binada hizmet vermiş, yeni binasına taşındıktan sonra bina Sağlık Meslek Lisesi olarak kullanılmıştır(11).

2019 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Keşan Belediyesi’ne devri edilen bina, Proje kapsamında restore edilerek, burada «Keşan Kent Müzesi» kurulmuştur.

Restore

Resim 6: Edirne’nin Havsa İlçesine yerleştirilen göçmenler(12)
Resim 6: Edirne’nin Havsa İlçesine yerleştirilen göçmenler(12)

Restore

Resim 7: Edirne’nin Havsa İlçesine yerleştirilen göçmenler(12)
Resim 7: Edirne’nin Havsa İlçesine yerleştirilen göçmenler(12)

Kaynaklar

  1. Ağanoğlu HY, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Balkanlar’ın Makûs Talihi, 3.bsk, İstanbul,2021,s:289-292
  2. İnan CE, “Türkiye’de İskân Siyaseti: İskâna Yönelik Örgütsel Yapı Üzerinden Bir İnceleme”, Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi – Sayı:22 (2014) DergiPark,s.90-91
  3. Burgaç M, Türkiye Umumi Müfettişliklerin Kurulması ve Trakya Umumi Müfettişliği, Ankara, 2013,s:195-213
  4. Tan 23.Nisan 1935
  5. Ulus 3 Şubat 1936
  6. Buç 11.4.1936
  7. Son Posta, 1. İkinci Kanun .1937
  8. Edirne Postası 19.1.1938
  9. Edirne Postası 11.3.1939
  10. Edirne Postası 20 10.1951
  11. Kazancıgil R,Gökçe N, Bilar E; Edirne’nin Sağlık ve Sosyal Yardım Tarihi (1361-2008) C.II,Edirne,2009,s:303
  12. 10-Cumhuriyetin 15.yılında Edirne, 29 İlkteşrin 1938

Notlar


  1. Sinop, 14-16 Eylül 2023, XIII.Lokman Hekim ve Tıp Tarihi Günleri’nde sözlü bildiri olarak sunulmuştur.
  2. Hilal-i Ahmer Cemiyeti: 1935’te Türkiye Kızılay Cemiyeti,1947’de Türkiye Kızılay Derneği adını almıştır.
  3. Muhâcir: Bu kelime Marmara Bölgesinde günlük konuşma dilinde "Mâcır" olarak telaffuz edilir.1930’lu yıllarda Balkan ülkelerinden gelen göçmenler için kullanılmıştır.
  4. Kazancıgli R,Gökçe N,Bilar E; Edirne’nin Sağlık ve Sosyal Yardım Tarihi C:I, Edirne,2009,s:110