Edirne mezar taşları

EdirneDr. Rıfat Osman
Güncelleme:

Tosyavizade Dr. Rıfat Osman Bey – Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’in Mektuplarından Seçmeler-II

Dr. Rıfat Osman (1874-1933) ve Dr. Süheyl Ünver (1898-1986) birbirleriyle mektuplaşarak fikir alışverişinde bulunmuşlardır. Mektuplarının bir özelliği de çok uzun olması, ara verilip, tekrar başlaması ve bir mektup içerisinde birçok konunun ele alınmış olmasıdır.

Dr.Rıfat Osman Bey’in, Dr.A.Süheyl Ünver’e yazmış olduğu “5 Kasım 1929” tarihli mektubunda Edirne mezar taşları hakkında bilgi vermektedir:

Tarih: 5 Teşrinisani /Kasım 1929 / Edirne

Aziz Süheyl…

H.832/M.1428-29 senesinde yaptırılmış Beylerbeyi Camii’nin mezarlığında çok güzel eserlere rastladım. Bu güzellikte mezar taşlarının İstanbul’da var olduğuna yani yapılmadığına çok eminim.

Birkaç tanesinin fotoğrafını gönderiyorum. Sen de şaşarsın.

Evvelce Şark (Doğu) nakışları kompozisyonları yaptığım ve daha doğrusu yapmaya uğraştığım için kolay görünen bu işin ne olduğunu bilmediğim gibi, sen de tezhip1 işleri ve tarihini bildiğin için benden daha iyisini bilirsin.

Edirne mezar taşları şu şekiller ile yapılıyor: H.850/M.1446-47 senelerinde iki modele rastlanıyor. Ya ortalarında bir tabut konularak veya baş ile ayak taraflarına birer taş dikilerek.

Resim 1: Dr. Rıfat Osman Bey'in mektubunda çizmiş olduğu Edirne mezar taşı modelleri
Resim 1: Dr. Rıfat Osman Bey'in mektubunda çizmiş olduğu Edirne mezar taşı modelleri

Bu taşlar, en çok 10 santim kalınlığında ve 140 santim yüksekliğinde. 40 santimi kapak taşına giriyor. 50 santim genişliğinde oluşan tabuta dönük, iç yüzlerinde kitabe var. Kitabeler, baş taşında başlayıp, ayak taşında son buluyor.

İkinci türde ise, tabut yoktur. Yine aynı koşullar içinde baş ve ayak taşları var. Bu taşların dışa bakan yüzleri çok özenli şekilde nakışlıdır. Yazı taraflarında güzel mihrap başlıkları var. Çok bezemeye lâyık, dikkat ve özenle yapılmışlardır.

Mezar taşları tetkikimden dolayı kendimi bile kaybettim.

Hey Süheyl hey!..

Meğer biz ne milletmişiz. Bunu bilmez değil idim ha !.. Fakat bu sözüm mezar taşları yönünden. Eğer bu konuda daha ilerleyecek olursam, ayrıca bir cilt olacak.

Korkuyorum, çünkü bir yardımcım yok.

  1. Önce ince beyaz kâğıda tuz ile istanpaj2 yapıyorum.
  2. Sonra bu kalıbın üzerinden kurşun kalemiyle geçerek orijinal karşısında bir rötuş,
  3. icabına göre ya çukur veya kabarık yerleri çini mürekkebi ile dolduruyorum.
  4. Daha yapmadım ama o da olacak. Fotoğrafla istanpaj! Orta büyüklükte bir taş, şöyle böyle ayrı zamanlarda 21- 28 saat kadar (hesap ettiğimden biliyorum) bir zamanlık yardıma ihtiyaç var.

Şimdiye kadar, kırk parça kadar yaptım. Bunlarla bir “Türk Nakış Tarihi” yazılabilir. Fakat, o kadar vakit, bizde nerede?...

Biraz işte bizden sonra geleceklere kalsın3


Eski Elektrik Fabrikasının yeri hakkında...

Tarih: 6.Aralık 1929

Saat: 19.30

Aziz Çömez,

Bu hafta Müze’ye4 yirmiyi geçen, nefis parçalar naklettirmeye başladım. Zannederim otuzu da geçecek. Ne âla!

Aylıksız, gündeliksiz, kendi kendisini atamış bir müze müdürü olarak çalışıyorum. Bunu ben de yapmazsam müzeye yazık olacak. Ama bu şekilde çalışmak da asrımızın muhterasına5 muhalif. Akşam ezanlara kadar mezarlıkta çamurlar içinde, ırgatbaşılık6 etmek pekte kolay olmuyor. Fakat dimağımda hâkim bir kudret var ki, zorla, zorla sürüklüyor vesselam…

Bilmem gazetelerde okudun mu?

Bir İtalyan elektrik şirketi, Edirne’nin elektrik ile aydınlatılması imtiyazını (özel iznini) aldı. Fabrikayı kurmak için Karaağaç - Edirne yolu üzerinde, şehirden çıkarken birinci köprü yoluna yakın, tuğla duvarlarla çevrilmiş Zindanaltı Mezarlıklarından bir kısmını evkaftan “vakıflardan” satın aldı.

Ben7 bu işe parmağımı sokarak, değerli eserlerin alınacağı kaydını koydurmuş idim. Mezarlığın bir kısmı kaldırılmakta ve kazı da yapılmaktadır.

Bu arada, topraklar altında kalmış, sanat değeri yüksek parçalar buldum.

Aman demeden, şuraya-buraya başvurup, taşınmalarını sağlayarak, müzeye getirdim. Otuza yakın güzel parçalar var. Kendime has, bir özgürlük usulü ile ve kurşun kalem tozu ile istampajlarını yapıyorum. Sonra çini mürekkep ile çalışarak şekillerini tespit ediyorum.

Fotoğrafla hem pahalı oluyor hem de malzeme yok.

Bu benim usul çok yaman…

Bir yardımcı da yok…

Kime el uzatsam olmadı.

Çalgı falan olsa hevesleri çok. Fakat tarihi ve ilmi çalışmalar dedin mi, herkes Heybeli Ada çağanozu8 gibi yan yan gidiyor9.”

Dr.Rıfat Osman Bey'in yapmış olduğu Edirne mezar taşlarından örnek 10:

Resim 2 : Dr.Rıfat Osman Bey'in yapmış olduğu Edirne mezar taşlarından örnek
Resim 2 : Dr.Rıfat Osman Bey'in yapmış olduğu Edirne mezar taşlarından örnek


Dr. Rıfat Osman Bey’in Edirne’nin tarihi mezarlıkları ve mezar taşları ile ne derecede ilgilendiğini gösteren bu yazıları, aynı zamanda bunların Edirne Müzesi’nde korunması için harcadığı gayretinin değerini ölçmemiz pekte mümkün olmadığını gösteriyor
— Nilüfer Gökçe

Notlar


  1. Tezhip: Yaldızla süsleme.
  2. İstampaj: Bir kabartmanın ya da yazıtın örneğini çıkararak çoğaltma yöntemi
  3. Kazancıgil R. Gökçe N.; Tosyavizâde Dr.Rıfat Osman Bey’den Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’e Edirne Mektupları C:I bsk.2,Edirne,2016,s:213
  4. Edirne Müzesi
  5. Muhtera: İcat Olunmuş
  6. Irgatbaşı: İşçibaşı, amelebaşı.
  7. Dr.Rıfat Osman Bey
  8. Kum yengeci
  9. Dr.Rıfat Osman Bey’in Dr.A Süheyl Ünver’e yazmış olduğu 6.Aralık 1929 tarihli mektubu - Kazancıgil R. Gökçe N.; Tosyavizâde Dr.Rıfat Osman Bey’den Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’e Edirne Mektupları C:I bsk.2,Edirne,2016,s:216
  10. Kazancıgil R ve arkadaşları; Edirne Müzesi Osmanlı Dönemi Mezar Taşlarından Örnekler, Edirne,2012, s:280,284